Kasım, 2008 için arşiv
Anti nukleer Mitingi
Posted in Uncategorized on 30/11/2008 by Karakök29 Kasým’da onbinler krizin faturasýný ödemeyeceðiz demek için Ankara’daydi
Posted in Haberler on 30/11/2008 by KarakökDÝSK ve KESK’in çaðrýsýyla yapýlan, sendikalar, meslek odalarý, siyasi hareketler ve kitle örgütleri tarafýndan desteklenen “Ýþsizliðe, Yoksulluða ve Zamlara Karþý, Emek, Barýþ ve Demokrasi Mitingi” Ankara’da yüz bine yakýn katýlýmla gerçekleþtirildi. 1000’e yakýn otobüsle Ankara’ya gelen iþçi ve emekçiler sabah saatlerinde Ankara Garý önünde bir araya geldi. Kortejlerin en önünde bulunan Ýþsizliðe, yoksulluða ve zamlara karþý, emek, barýþ ve demokrasi için birleþtik yazýlý pankart Sýhhiye Meydaný’na ulaþtýðýnda Ankara Garý’nýn önündeki gruplarýn bir kýsmý halen yürüyüþe baþlamamýþtý. Yürüyüþe geçen katýlýmcýlar, Mitingin ses aracý, Ulaþtýrma kavþaðýnda köprü altýndan geçerken Eðitim Sen Ankara 2 No’lu Þube Baþkaný Tuðrul Çulfa baþýný köprüye çarparak yaralandý. Saðlýk durumunun ciddi olduðu belirtilen Çulfa, kaldýrýldýðý Ankara Numune Hastanesi’nde ameliyata alýndý. Aracýn þoförü gözaltýna alýnýrken kazayla ilgili olarak soruþturma baþlatýldý.
Türk Tabipler Birliði Baþkaný Gençay Gürsoy ve Türk Mimar ve Mühendis Odalarý Birliði Baþkaný Mehmet Soðancý’nýn yaptýðý konuþmalarýn ardýndan mitingi düzenleyen iki konfederasyonun baþkanlarý birer konuþma yaptý. Disk baþkaný Süleyman Çelebi yaptýðý konuþmada “Krize karþý kýskançlýklarýn yerine paylaþým ve dayanýþmayý, ‘bensiz olmaz’ yerine ‘sensiz olmaz’ þiarýný, öne çýkma deðil sýra neferi olma alçak gönüllülüðünü, yeniden ekmeði paylaþmayý, mahallerde birlikte yürümeyi, iþyererinde omuz omuz omuz mücadeleyi yükseltmenin zamanýdýr. Buradan sizleri, yanýnýzda kim olursa olsun elele tutuþmaya, omuz omuza durmaya, Türkiye’de en büyük insanlýk, onur ve mücadele zincirini oluþturmaya davet ediyorum! dedi. Çelebi, artýk sözün bittiðini, eylem vaktinin geldiðini vurguladý. KESK Genel Baþkaný Sami Evren ise yaptýðý konuþmada, AKP’nin Kýzýlcahamam’da toplandýðýný hatýrlatarak Onbinlerce kiþi mücadele kararlýðýnýn göstermiþtir. Kýzýlcahamam kararlarýný dayatanlara bedelini ödeteceðiz.” diyerek sözlerini þu cümlelerle sonlandýrdý, Hükümeti buradan bir kez daha uyarýyoruz, buradaki sesi duymazdan gelip, Kýzýlcahamam toplantýnýzýn kararlarýný bize dayatýrsanýz, bunun bedelini aðýr ödersiniz. Taleplerimizi dikkate alan bir ekonomik ve sosyal programý hayata geçirmezseniz, buradaki onbinlere onbinler katarak Türkiyenin sokaklarýný size dar ederiz. Bizleri yalnýz sananlar kalabalýðýmýzý görsün, bizi suskun sananlar çýðlýklarýmýzý duysun, bizi uslu sananlar öfkemizi bilsin, bizi korkak sananlar cesaretimizi görsün diye iþte buradayýz.
Miting konuþmalarý devam ederken alanýn giriþindeki polis barikatýnda üzerini aratmak istemeyen ve polis barikatýna yüklenen Anarþist Blok ve arama noktasýnda polisin el koymak istediði pankartlarýný vermeyen SDP korteji polisle çatýþmaya girdi. Polisin cop ve biber gazý kullandýðý çatýþmalarda eylemciler polise taþ ve sopalarla karþýlýk verdi. Çatýþma sýrasýnda polis barikatý tamamen daðýtýldý, Atatürk Caddesi’nde iki þerit arasýnda bulunan cam bariyerler kýrýldý, bölgede bulunan otobüs duraklarý ve belediye otobüsleri tahrip edildi, bazý iþyerlerinin camlarý kýrýldý. Çevik kuvvetten yaralanan polisler olduðu gözlenirken, plastik mermiyle yaralanan bir eylemcinin bacaðýnýn kýrýldýðý öðrenildi. Polisin geri çekilmesinin ardýndan kortejler polis tarafýndan üzerleri aranmadan alana girdiler. Miting Grup Kybele, Moðollar grubundan Taner Öngür ve Bandista’nýn müzik dinletisiyle sona erdi.
istanbul indymedia
Amargi’den 25 Kasım’da Broşür ve Açıklama(24 Kasım, 11.00, Amargi)
Posted in Feminizm on 22/11/2008 by Karakök
|
Kadına karşı şiddet her yerde
Posted in Feminizm on 22/11/2008 by Karakök
21-11-2008
acikgazete.com
ALİ KESKİN
“Cehennemden kaçarak buraya ulaştım. Hissettiğim tek şey acıydı. Tükenmiş durumdaydım. Bugüne kadar geçen yılları hayatımdan çalınmış zaman dilimi olarak görüyorum.” Bu sözler Afrika ülkesi Ruanda’da, tam on dört yıl önce 100 gün içinde 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu’nun katledilmesiyle sonuçlanan soykırımdan kaçmayı başararak, 3 yaşındaki çocuğuyla birlikte 2000 yılında İngiltere’ye sığınma talebinde bulunan tecüvüz mağduru Stella Mpaka’ya ait. Uzun süren hukuk mücadelesinde bir sonuç alamayan Mpaka Londra’da faaliyet yürüten Crossroad Women’s Centre’da, ‘Tecüvüze Karşı Kadın Grubu’yla tanışmasının sonunda ve tam 7 yıl süren bir hukuk mücadelesinin ardından İngilte’de kalma izni almayı başardı…
“Kız kardeşime ve anneme kaç tane askerin tecavüz ettiğini gördüm. Korkmuştum ve eğer orduya katılırsam bunlardan korunmuş olacağımı düşündüm. Kendimi korumak istemiştim… Sadece 12 yaşındaydım ama gece boyunca diğer askerler tarafından sürekli dövüldüm ve tecavüze uğradım. 14 yaşıma geldiğimde bir bebeğim vardı. Babasının kim olduğunu bile bilmiyorum. Kaçtım… Gidecek yerim ve bebeğime verecek yiyeceğim yok.” Bunlar ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde köyü saldırıya uğrayan 12 yaşındaki Natalie’nin sözleri. Natalie’nın nerede olduğu şu an bilinmiyor.
Yukarda anlatılan iki olay dünya çapında hala oldukça yaygın olan kadına yönelik tecavüz ve şiddet olaylarına örnektir. Tecavüz insana yönelik şiddetin en uç biçimidir. Uzmanlar, tecavüzün, içinde damgalanmayı taşıdığı ve toplum için de ‘utanç’ olarak taşındığı için, büyük oranda gerçeğin altında belgelenmekte ve nadiren cezalandırılmakta olduğuna dikkat çekiyor. Bu konuda yayınlanan raporlar ve araştırma sonuçları da durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Dünya çapında her beş kadından biri hayatlarında tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı olacaktır (WHO 1997).
İrlanda’da Dublin Tecavüz Kriz Merkezi’ne 2007 yılında başvuran kadın sayısı 320. Bu oran 2001 yılında 158 olarak kayda geçmiş. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Kadın Çalışma Grubu (NWS) raporuna göre yılda ortalama 683 bin kadın ülkede tecavüze uğruyor. Bu her üç dakikada bir kadının tecüvüze uğradığı anlamına geliyor. Güney Afrika’da her gün 147 kadın tecavüze uğramaktadır. (Güney Afrika Irk İlişkileri Enstitüsü 2003).
Fransa’da her yıl 25,000 kadın tecavüze uğruyor (Avrupa Kadınlar Lobisi, 2001). Türkiye’de kadınların %35.6’sı bazen, %16.3’ü sık sık aile içi tecavüze uğruyor (2000 yılında yayınlanan taramalar, Müslüman toplumlarda kadın ve cinsellik, WWHR Yayınları: İstanbul, 2000).
Uluslararası Af Örgütü’nün 2004 yılından beri sürdürdüğü ‘Kadına Yönelik Şiddet Kampanyası’na göre, sebebleri ne olursa olsun dünya genelinde her 3 kadından 1’i yaşamı boyunca eşinden, erkek arkadaşından ya da aile bireylerinden kötü muamele görüyor, dövülüyor, cinsel ilişkiye zorlanıyor ya da taciz ediliyor. 15 – 40 yaş arası birçok kadın kanser, trafik kazaları yada sıtma yerine toplumsal cinsiyet kökenli şiddet nedeniyle ölmekte yada yaralanmakta. Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70’i erkek partnerleri tarafından öldürülüyor. Her yıl iki milyon kızın cinsel organları sünnet edilme riski taşıyor. Kişiler arası şiddetin silahlı çatışmalar bittikten sonra da kısmen de olsa silahların mevcut olması nedeniyle kadına yönelik erkek şiddeti yüksek oranda devam ediyor. Normalde yaşıyor olması gereken en az 60 milyon kız çocuğu cinsiyet tercihli kürtaj veya erkek çocuklarından daha önemsiz olarak görüldükleri için yetersiz bakım nedeniyle çeşitli toplumlarda “kayıp”lar. (E, Joni Seager, 2003).
Kadına yönelik şiddetin önüne geçilememesinin en önemli nedenlerinden biri de, bu şiddeti uygulayanların sıklıkla kontrolsüz ve cezasız kalıyor olması.
Bazı ülkelerde bununla ilgili hiçbir yasa yokken, başka ülkelerde ise yasalar bazı şiddet biçimlerini cezalandırabilirken, bazılarını yasa dışı bırakıyor. Gerekli yasaların bulunduğu durumlarda bile birçok ülkede yasalar tam olarak uygulanmıyor. Dünyada 79 ülkede aile içi şiddete karşı hiç yasa yok (ya da bilinmiyor) (UNIFEM, Not a Minute More, 2003).
Yine aile içi tecavüz sadece 51 ülkede cezai bir suç olarak tanımlanıyor (UNIFEM, 2003).
BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü’nün 1994-2003 incelemesinde, incelenen ülkelerin neredeyse tamamında kolluk kuvvetleriyle ilgili sorunlar olduğu ortaya çıktı. Dünya çapında, 2003 yılında en az 54 ülkede kadınlara yönelik ayrımcı yasalar bulunurken, sadece 16 ülkede cinsel saldırıyla ilgili özel yasa bulunuyor; sadece 3 ülkede kendi başına kadına yönelik şiddeti suç fiili kategorisi olarak tanımlıyor (Bangladeş, İsveç ve ABD) (A, UNIFEM 2003).
Bolivya, Kamerun, Kosta Rika, Etiyopya, Lübnan, Peru, Romanya, Türkiye, Uruguay ve Venezuela’da, ceza yasası uyarınca tecavüzcü kurbanla evlenmeyi teklif eder ve kurban da kabul ederse serbest bırakılmakta. (D, Joni Seager, The Atlas of Women, 2003).
Sözde “namus” savunması (tamamen ya da kısmi olarak) Peru, Bangladeş, Arjantin, Ekvator, Mısır, Guatemala, İran, İsrail, Ürdün, Suriye, Lübnan, Türkiye, Batı Şeria ve Venezuela’nın ceza yasalarında yer almaktadır (A, BM 2002).
25 Kasım tüm dünyada “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanacak. Bu nedenle çeşitli paneller, gösteriler, etkinlikler düzenlenerek. İnsanların dikkatleri bu konuya çekilirken, aynı gün tüm dünyada kadınlar fiziksel ve psikolojik şiddet kurbanı olmaya devam edecek.
acikgazete
Tum Kadinlara cagri
Posted in Feminizm on 22/11/2008 by Karakök
Desa Patronu sendikali isçileri isten atmaya devam ediyor.
Emine Arslan 143 gündür direniyor.
Bildiðiniz gibi Desa fabrikalarinda isçiler insanlik disi kosullarda çalisiyor. isçilerin ortalama aylik ücretleri 440 YTL. Desa’ da normal çalýþma saatleri haftada 6 gün, günde 10 saat ile insani çalisma kosullarinin bile çok üstünde. isçiler ne zaman bitecegi belli olmayan ve sabahlara kadar sürebilen fazla mesaiye mecbur birakiliyor.
Desa fabrikalarýnda çok sayida kadin isçi çalistýðý halde kres ve emzirme odalarý yok. Kadýnlar en aðýr iþlerde bile çalýþýrken ustalar ve yöneticiler erkek.
8 yýllýk Desa iþçisi Emine Arslan evinde sendika örgütleme toplantýlarý yaptýðý için iþten atýldý. Emine Arslan iþten atýldýðý 3 Temmuz gününden beri, Desa Fabrikasýnýn kapýsýnda bakacak kimse olmadýðý için yanýna aldýðý çocuklarýyla, yoðun trafik gürültüsü ve egzos dumaný altýnda direniyor. 12 yaþýnda ki kýzý kimliði belirsiz bir kiþi tarafýndan kaçýrýlmak istenen Emine Arslan Ýþverenin tehditlerine maruz kalýyor ve direniþten vazgeçmesi için para teklif ediliyor. Direniþ devam ediyor.
Uluslararasý sendikalar ve yine uluslararasý bir kampanya ile desteklenen Desa direniþi büyüdükçe, Desa patronu iþçilerin örgütlenmesini ve dayanýþmasýný engellemek için harekete geçiyor. Ýþçileri birbirine düþürmek, dayanýþmayý kýrmak istiyor.
Desa patronlarýna iþten atýlan iþçiler sendikalý olarak geri alýnsýn ve Desa iþyerlerinde insanca yaþam koþullarý saðlansýn demek için Emine Arslan’ýn da katýlýmýyla yapýlacak basýn açýklamasýnda hep birlikte olalým mý?
22 Kasim Cumartesi günü saat 13.00’de Istiklal Caddesi DESA Magazasi önünde bulusup basin açiklamasi yapiyoruz.Halep Pasaji Girisi-No:140 (Beyoglu Sinemasinin oldugu pasaj, Atlas Pasajinin karsisi)
Sevgiler. Desa Direniþiyle Dayanýþma Ýstanbul Kadýn Platformu
Kot taslama iscileri eylemi
Posted in Duyurular on 22/11/2008 by Karakökİşçi Arkadaşların Çağrısı;
Kotlar “imaj” için beyazlarken, imaj uğruna giydiğimiz bu kotlar, onları beyazlatan biz kot işçilerinin hayatlarını karartıyor. Böylesine derin bir uçurumda ölüme sürükleniyoruz.
Sadece Türkiye’de 10000’e yakın işçi hasta!
Silikozis hastalığına yakalananların büyük çoğunluğu daha 20’li yaşlarda. Hastalığın etkisiyle değil koşmak, yürümekte bile zorluk çekiyor ve haliyle başka işlerde de çalışamıyoruz. Çoğumuz sigortasız olduğumuzdan, hiçbir sağlık ya da sosyal güvence desteği alamıyoruz.
Yakın zamanda ise Kot işçisi arkadaşımız Hüseyin Özkaya aynı hastalık sonucu hayatını kaybetti. Kot işçileri ve aileleri, birileri fazla kazansın diye açlığa, sefalete ve ölüme itilirken, onları bu durumu sürükleyenler ellerini kollarını sallayarak gezinmekte, insan yaşamı üzerinden kazandıkları servetleriyle günlerini gün etmektedirler. Mavi Jeans, Collezione, Levis, Lee, Little Big, Diesel, Adil Işık, Loft, Colins gibi pek çok yerli ve yabancı şirket ölümcül işlerini buralara göndererek işsizlik ve yoksulluk halini kendilerine ucuz işçilik olarak döndürmeye devam ediyorlar. Bu işin yurtdışında yasaklanması üzerine, “Nasılsa burada işçilerin hayatı ucuzdur ve hesabı sorulmaz” yaklaşımıyla atölyelerini de bir bir kurmuşlardır. Bu sektörün önemli organizatörlerinden biri olan Mavi Jeans, bu kanlı pazardaki payını her geçen gün daha da büyütüyor. Merteks gibi taşeronlar kentin varoşlarında kurdukları bir çoğu kaçak, sayısız ölüm atölyeleriyle birçok işçinin ölüm sebebi olmaya devam ediyorlar!
Hem de göz göre göre!
Merdiven altı atölyelere iş veren büyük kot tekelleri Ölüme ittikleri kot işçilerinin yaşamından birinci dereceden sorumludur. Küçük atölyeler nasıl ki bu işçi katliamına imza atmışlarsa büyük tekeller de azmettiricilik yapmış, suçun kaynağı olmuşlardır. Artık kot kumlama işini “lazer sistemiyle yapıyoruz” diyerek insanların vicdanlarını sömüren, gazetelere yaptırdığı haberlerle önceki sorumluluğundan sıyrılmaya çalışan Mavi jeans ve diğerlerinden hesap sorma zamanı. İnsan hayatını hiçe sayan Kapitalizme ve ölüm saçan şirketlerine Dur! Deme zamanı.
Biz kot işçileri olarak; bilerek cinayetlere sebep olan patronlara ve şirketlere karşı sessiz kalmadan, devletin ve yetkililerin”ihracatımız yüksek bu işi fazla kurcalamayın” sözlerine aldırmadan mücadelemize devam edeceğiz.
23 Kasım 2008 Pazar günü saat 14:00’te İstiklal C Mavi Jeans (Mephisto’nun yanı) önünde yapacağımız basın açıklaması bekleriz.
Kot İşçileri Birliği
Anti nukleer miting
Posted in Eko yazilari on 21/11/2008 by KarakökANTI NUKLEER MITING
Posted in Uncategorized on Kasım 9, 2008 by kara66
Arkadaslar ve nükleer santral karsitlari
Anti-nükleer eylem grubu olarak, Zürih’te 29.11.08 da izinli bir gösteri organise ediyoruz.
Gösterinin ana konusu: Isvicre’de planlanan iki yeni nükleer santral; dünyanin nükleer enerjiden cikmasi; uzun vadeli yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi; nükleer gücün savas demek oldugu.
Genis bir eylem birligi bu gösteriyi organise edip, katilmali, eylem, konuyu her tür insana tasima imkanini saglamali.
Ayni zamanda, enternasyonal bir eylem günü olmali, dünyanin heryerine cagri gönderiyoruz ki, heryerde bu konu islensin, heryerde ayni gün degisik eylemler ve protestolar olsun.
Sizleri bu eylem birligine katilip hep beraber bu konuyu dünyaya duyurmaya davet ediyoruz.
Dayanisma ile
Anti AKW Eylem birligi
Mehmet loves baris
Posted in English on 21/11/2008 by Karakök![]() |
Mehmet Loves Barış: Free the total objector Mehmet Tarhan | Yazar : otonomA |
![]() custody by the police force in Izmir, while he was staying in a hotel and sent to military bureau. Now Mehmet Tarhan is insisting on his civil disobedience action and if necesary, he will start hunger strike.At Istanbul, Ankara and Izmir groups are formed to suppart Mehmet Tarhan and are working for organising a big compaign. One of the discussion points nowadays is to make total objection announcements totally. The results of our discussions and content of campaigns will be announced at anarchist and anti-militarist websites. Military and civic fascist organisations have started to attack Kurds, trying to lynch leftist groups at the streets, even the bureaus of DEHAP (a legal political party for the rights of Kurds) and of leftist groups are shown as places to be attacked. All these reactionist acts are legitimised by a news that two children aged 12 have tried to burn the Turkish flag at Mersin.Anarchists and antimilitarists are also affected by this racist wave. Mehmet Tarhan who is taken into custody will be sent to a military unit in a day (now we learned that he is at his way), and will be forced to serve as a soldier. As far as we are informed about the discussions held in the bureau, Turkish military force is determined to attack at all total and conscientious objectors living at Turkey, and make us obey the rules of them. So, we as antimilitarist people are expecting to confront with a very difficult period. It is very likely to experince mass trials nowadays. For this reason we are calling all the anarchist, antiauthoritarian and antimilitarist groups living in other countries to arrange actions and campaigns to repress the Turkish state.If we can?t resist against the wave, the anarcisht and antimilitarist movement of this country will loose its effect. In order to prevent this danger, all the antimilitarist and We know that they can?t stop us by imprisoning, killing or ignoring. Revolution is anywhere, and nothing will suppress it! otonomA For detailed info: For contact: Total objection text of Mehmet Tarhan: It is thought that the bombs that are throwen upon Afghan people are the result of the killing of hundreds of people in USA while flies are crashing to Twin Towns on 11th of September. It is expected that all over the world should cooperate in the attack against Afghan people. I curse every kind of violence and I believe that joining or approving any kind of violent event is a responsibility that would open the door for new violent events and new traumas for every approving people. I think that wars are created by states for their power and primarily it is the denial of the right of living of people. Whatever the reason is, to deny the right of living is a crime and no international aggrement can legitimize it. That is why I declare that I will not be an agent of that crime. I will not serve for any of the military apparatuses. I miss a humanity that is purified from violence and power struggles, a humanity that is borderless and in peace with nature. The fact that it does not exist now does not change my ideas and my struggle to create it. I do not believe in the necessity of the state and I do not feel any belonging to any state. I never want to strengthen military forces by actions called as the duties of citizenship. The state claimng I am a citizen of it wants to use me for military service, to turn me into a death machine and to make me a part of the crime that I explained by comprimising me in itself. The aim of the state is to reproduce its power and itself. I will not let it happen and I will protect my beliefs. I perceive the rotten report that is provided for me because I am a gay as the sign of the decadance of the state itself. As an individual, I will not serve for any kind of military or other apparatuses of any state. I admit that to excuse for this is an insult to myself and I refuse every kind of state permission or deferences of the state. So, I totally refuse to serve in the military service.I quest everybody not to join to the army, not to let any kind of bureacratic operations, to refuse control mechanisms of the state such as MERNIS and tax number.I quest everybody for solidarity by non violent actions. The way to stop the war is to destroy its human resources. Every kind of violence is a crime of humanity. Mehmet Tarhan |
Posted in Duyurular on 18/11/2008 by Karakök

Efendisizler Diyor ki:
Kasım 6, 2008 11:15 pm e
Selam,
Su anda yogun bir sekilde Nazi saldirisi yasiyoruz. 20 yil sonra ilk kez Alman fasistleri Aachen da yüreme izni aldilar.
08.11.2008 günü saat 12 de Naziler Tren grandan, sehir merkezine dogru yürümek istiyorlar. Bu anlamda Black Block olusturarak fasistlerin yürüyüsünü engeleyecegiz.
Almanyanin cesitli sehirlerinden gelecek “Autonome Nationalisten ” 9.Kasim.1938 de ki Yahudilere yönelik ilk saldirilari kutlamak istiyorlar.
08.11.2008 de Aachen da ( NRW / Alman ya ) sabah saat 10 dan itibaren Aachen Hauptbahnhof ta olacagiz !!
Anarsiyle kalin !
Radyo yayini
Posted in Duyurular on 18/11/2008 by Karakökkarakok Otonomu turkiye/Isvicre nin aylik radyo yayinini 20.11.2008 saat 17-18 arasi Kablolu yayin uzerinden isvicre ve cevresindeki ulkelerden 97.5 frekans uzerinden ya da internet´de www.lora.ch dan dinleyebilirsiniz. Yayin suremiz kisitli oldugundan, bize ulasan haberlerin hepsini veremiyoruz. Guncelligini kaybetmeyen haberleri onumuzdeki yayinimizda verecegiz. Zamanimiz olmadigindan bu ayki yayinimizi paket yayin olarak verecegiz. Canli baglanti yapamayacagiz. Herkesden ozur diliyoruz. yeni haberlerinizi bekliyoruz.
iyi dinlemeler.