Nisan, 2010 için arşiv

Bütün Sokaklar Bizimdir !

Posted in Duyurular, Haberler with tags on 30/04/2010 by Karakök

Sokaklar halkındır.Çünkü iktidarlar sokaklara inmez.İktidarlar meclislerde son model otomobillerde gökdelenlerde villalarda, helikopterlerde, golf sahalarındadırlar.Bizim yaşadığımız sokakların kaldırımlarını kullanmazlar.Onların arabalardan inip ayaklarını değdirmeye tenezzül etmediği sokaklarda bizler yaşam mücadelesi veriyoruz.Onlar sömürüyle yarattıkları düzen içerisinde bakkala gitmek, sokakta yürümek, yemek pişirmek gibi dertleri olmayanlardır.
Çünkü onların bu ihtiyaçlarını karşılamak için sokaklarda koşturanlar bizleriz.
Bizileri mahkum ettikleri yer sokaklar! Okullarda, fabrikalarda, tarlalarda itaat vardır.Kapitalizmin üretimi itaat üzerine işler.Ama sokaklar itaat etmez.Devlet mobese kameralarıyla ,dakika başı geçen devriyesiyle ,GBT(Genel Bilgi Tarama) ile, panzeriyle, bilgisayar oyunları ile bu sokaklara mahkum ettiği halkı sindirebilceğini düşünüyor.Yapamaz! Hırsızı, uğursuzu, soyguncuyu, kaldırımda çekirdek çitleyen teyzeyi,Top oynayan taş atan çocukları, serseriyi, işçiyi, travestiyi, devrimciyi sindiremez.Çünkü bu insanlar sokaklarda yaşıyorlar…

Sokaklar bizimdir! Taksim’de bizimdir!
İktidar hiçbir zaman Taksimi veremez, çünkü hiçbir zaman onun olmadı.Kapatmaya çalışır gaz sıkar, su sıkar, Taksimi barikatlarla çevirir, gelenlere jopla saldırır.Silah sıkar, panzerle ezer ama kazanamaz.Taksimin “açılması” bir kazanım değildir.Taksim’i açma iddiası bir yanıltmacadır.Barikatla çevirmekten daha tehlikeli bir yanıltmacadır.Arama noktaları bu yanıltmacanın sembolleşmiş halidir.Biz bu yanıltmacayı görerek 1 Mayıs’ı kutlamayacağız.Bütün sokaklar bizimdir, bütün Taksimler bizimdir!

Tüm liselileri Şişli kortejinde “Bütün Sokaklar Bizimdir” pankartı arkasına bekliyoruz.

Buluşma Yeri: Mecidiyeköy Teknosa önü
Buluşma Saati: 9:30

İletişim:lafisyanda@gmail.com

ENVER TEKRAR TAHLİYE EDİLDİ, TEKRAR BİRLİĞE SEVK…

Posted in Haberler with tags , on 30/04/2010 by Karakök


ENVER TEKRAR TAHLİYE EDİLDİ, TEKRAR BİRLİĞE SEVK…

Enver Aydemir tutuklanmasına yapılan itiraz neticesinde tahliye edildi.
Eskişehir Askeri Ceza Mahkemesi’nin verdiği tutuklama kararına karşı yapılan itirazı inceleyen Gölcük Askeri Ceza Mahkemesi tutuklamanın hukuka aykırı olduğuna karar verdi ve tutuklama kararını kaldırdı. Bunun üzerine Eskişehir Jandarma’ya götürülen Enver buradan Bilecik Jandarma’ya gönderilmek üzere tahliye işlemlerinin tamamlanmasını bekliyor.
Daha önce de tahliye edilen Enver buradan askeri birliğe teslim edilmiş orada kendisine verilen emirleri yerine getirmeyince aynı gün enre itaatsizlikte ısrar ettiği gerekçesiyle tutuklanmıştı.
Gölcük Askeri Ceza Mahkemesi’nin bu kararı; Eskişehir Askeri Ceza Mahkemesinin benzer bir durumda vereceği tutuklama kararları hukuka aykırı olacağı anlamına geliyor. Yani Enver yarın kendisine verilecek askeri teçhizatı, silahı eline almayı reddettiğinde; verilen emirleri uygulamayı reddettiğinde hakkında verilecek bir tutuklama kararı hukuka aykırı olacak.

haber :Anarşist Faaliyet

İstanbul’da Anarşist 1 Mayıs

Posted in Haberler with tags , , on 29/04/2010 by Karakök

Anarşistler, 2010 1 Mayıs’ında majestelerinin lütfuyla açılan Taksim meydanına girmeyecekler…Biz yol verilmiş değil, özgürleştirilmiş, polissiz, devletsiz ve kapitalizmin olmadığı bir Taksim istiyoruz. Ezilenler kendi kaderlerini devletin-patronun lütufları yoluyla değil ancak kendi iradeleriyle belirlemelidir. Anarşistler ve anti-otoriterler, kapitalizme karşı mücadele ve direniş günü olan 1 Mayıs’ın resmileşmesinin altında yatan ilüzyonu ve anlamsızlığını ve makinenin dişlisi değil kırıcısı olunması gerektiğini vurgulamak amacıyla ve bu ikiyüzlülüğü deşifre etmek için Taksim çifliğinin kapılarında alternatif 1 Mayıs’a çağırıyorlar…
1886’da Haymarket’te, 1977’de Taksim’de, 1996’da Kadıköy meydanında kapitalizme ve devlete karşı kurtuluş ve özgürlük yolunda mücadele ederken katledilenleri hatırlamak, kapitalizm ve devletin karşısında “uzlaşma yok!” demek için 1 Mayıs 2010 Cumartesi günü sabah saatlerinde Şişli’de toplanarak Cumhuriyet caddesi üzerindeki TRT binası önünde kurulacak olan arama noktalarının önüne kadar “Makineyi DURDUR! Sisteme Yaralanacağı Yerden Vur!” pankartıyla yürüyerek 1 Mayıs’ın sınıflar arasında sosyal uzlaşma ve barış değil, efendilere karşı sosyal mücadele günü olduğunu haykıracağız.

1 Mayıs 2010
Toplanma Yeri: Cevahir AVM
Saat:
09:30

Kara Blok Çağırıcıları

//

istanbul 1 mayis

Posted in Direnis, Duyurular with tags , on 29/04/2010 by Karakök

Sözümüz Var!
Sözümüz yasla başlayanı bayram yapanlara,
Sözümüz bizim olan sokakları bize şeker niyetine vermeye çalışanlara,
Sözümüz binlerce polisiyle Taksim’i kusatıp arama noktalarında bizi teslim almaya çalışanlara,
Sözümüz kar hırsları adına bizleri hayattan alıkoyanlara,
Sözümüz bizi yok sayanlara…

Sözümüzü söylemek için 1 Mayıs Cumartesi günü 09.30′da Mecidiyeköy ışıklarda teknosa önünde buluşuyor Taksim’in kuşatıldığı barikatlara kadar yürüyoruz.

Devrimci Anarşist Faaliyet

Isvicreli mahkum hücresinde ölüme terk edildi

Posted in Avrupa haberler, Direnis, Haberler with tags on 29/04/2010 by Karakök

Skander vogt isimli tutuklu hücresinde ölüme terk edilirken, gardiyanlar ve polisler kendi aralarinda gülerek ve mahkuma küfrederek, saatlerce dumandan zehirlenmesini izlediler.


Bu olay isvicrenin bochuz cezaevinde 26 nisan günü gerceklesti. 30 yasindaki mahkum daha önce intahar girisiminde bulunmustu. Saldiri ve mal’a zaradan 20 ay ceza almasina ragmen ,polislerin mahkumun asiri derecede saldirgan oldugunu iddaa etmesi ile mahkumun cezasi sinrisiz hale getirilmis. Mahkum su an 8. senesini yatmakta idi.

Olay günü Skander, odasindaki yatagini yakmisti, polisler disaridan mudahale ile atesi söndürmüs, fakat mahkumu yakalsik iki saat boyunca yogun dumana maruz birakmislar. Bu iki saatlik zaman sürecinde polis ve gardiyanlar arsinda gecen telefon görüsmeleri bir sekilde medyaya ulastirildi ve büyük bir skandalin aciga cikmasina neden oldu . Yaklasik iki saat boyunca gerceklesen bu olayin kisa bir kesitini aktariyoruz.( iki saat boyunca gardiyan ve polis memurlari arasinda mahkum bogulurken, o kadar rahat kufur ve gülüsmeler geciyor ki , size sadece kisa bir kismini aktariyoruz)

  • gardiyan : buradaki bir mahkum yatagini yakti , adi skander vokgt tanidik geldi mi ?
  • polis sefi : hani su catidan ziplayan arschloch degil mi ?
  • g: ha ha ha , evet o duman altinda kaldi her an ölebilir
  • ps: ya, bosver sen, ona iyi gelir duman ha ha ha
  • g :ha ha ha

ertesi gün lozan hapishanesinde bulunan mahkumlar sabah direnise gecip skander’in öldürülmesini protesto ettiler , bir gun boyunca hücrelerine geri dönmeyi reddetiler. Olay isvicre basininda büyük yer etti.

haber : KARAKOK

Rap against Repression + 1. Mai Fest

Posted in Deutschsprachige Artikel on 28/04/2010 by Karakök

1.5.2010, 17:00
Sedel

Luzern

gegen die Kriminalisierung der Tierbefreiungsbewegung!

Unter diesem Motto wird Albino MC in diesem Frühjahr einige Konzerte spielen, deren Erlös den unter §278a kriminalisierten österreichischen Tierrechtler_innen zu Gute kommen soll. + + + + + + + 1. MAI FEST.

Infoveranstaltung: Mumia Abu Jamal mit Michael Schiffmann. Shows: 88Komaflash, Albino, Callya, Ophelias Iron Vest, Cello Inferno, DJ Manifesto. Hiphop / Country / Mestizo / Elektro / Arbeiterliedgut. C. Kunstausstellung “Stadtentwicklung Luzern”. Tiki-Bar, Garten, Foodfront, Propaganda, Chill-Out Lounge & Kuba-Bar.

Die TRGZH wird einen Infostand machen.

http://www.bitxidenda.ch/?p=690

FAS Lokalföderation Wien am “globalen Kampftag der ArbeiterInnenklasse” 2010:

Posted in Duyurular, Haberler with tags on 28/04/2010 by Karakök

10:00h: “Alternative 1. Mai Demo” beim Denkmal gegen Krieg und Faschismus bei der Albertina, 1. Bezirk.

14:00h: gemeinsamer Infotisch der FAS und der IWW am Wielandplatz, 10. Bezirk.

Wir sehn uns bei den rot-schwarzen Fahnen…

VİDEO AKTİVİZM ATÖLYESİ / TAKSİM TARİH YAZIYOR, KAMERALAR ÇEKİYOR!

Posted in Duyurular, Haberler with tags , on 28/04/2010 by Karakök

33 yıl sonra…
3 yıldır mücadele…
Ve Zafer…
1 Mayıs’ın kalbi Taksim’de atıyor…
Video Aktivistler Taksim’i çekiyor…

“Eylemin Görüntüsünden, Görüntünün Eylemine” sloganıyla yola çıkan
Kara Haber 2000 yılından bu yana çeşitli konularda çalışmalarını
yürütüyor. F Tiplerine karşı mücadeleden, SEKA, TEKEL direnişlerine,
Yüzbinlerin uğurladığı Hrant Dink yürüyüşünden 6 Kasım eylemlerine,
Nükleer Karşıtı mücadeleden Vicdani Red eylemlerine kadar birçok
toplumsal olayı görüntüye aktaran Kara Haber Ekibi şimdi de BEKSAV
Sinema Atölyesi ile birlikte Taksim 1 Mayıs’ının Video Aktivistleri
olmak isteyenler için bir atölye çalışması başlatıyor.

Atölyede bir eylemin görüntüsünün çekim teknikleri, video
aktivistlerin eylem hazırlıklarının nasıl olması gerektiği, görüntünün
kurgusu ve aktarımı gibi başlıklar incelendikten sonra atölye
katılımcıları 1 Mayıs günü Video Aktivistler olarak Taksim’de yer
alacaklar.

29-30 Nisan Saat: 18.00 Atölye Çalışması

1 Mayıs Sabahtan Akşama Video Aktivizm

2-3 Mayıs Saat: 18.00 Atölye Çalışması

Kapitalist köleleştirmeye, küresel talana karşı 1 Mayıs’ a !

Posted in Haberler with tags , on 28/04/2010 by Karakök

Toplanma: Ankara Garı Saat: 11.00
Ankara Anarşi İnisiyatifi küresel talana ve kapitalist köleleştirmeye
karşı 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyor. İnisiyatif Ankara sokaklarını,
kampüsleri, tüm alanları afişleriyle donattı. Afişleme esnasında 3
aktivist gözaltına alındı. Kabahatler Kanunu kapsamında 500 tl para
cezası kesildi. Tüm alanlarda dağıtılan bildirilerle ve yapılan
konuşmalarla 1 Mayıs’ta Ankara’da isyanın karnavalına çağrı yapıldı .
Ankara Anarşi İnisiyatifinin çağrı yaptığı bildiri:

Kapitalist köleleştirmeye Karşı Yaşamı Savunmaya….

Kapitalizmi tek yaşam biçimi olarak sunanların, 11 saniyede bir çocuğu
öldüren düzenlerine

İnsanları ayaklı reklâm panolarına çeviren patronların yaşamlara yön
veren kâr paylarına

Borsa tahtalarında rakamlarla oynayarak kaç kişinin daha aç kalacağına
karar veren kan emicilere

Dünyanın bir ucundan düğmeye basıp diğer ucundaki savaşları yöneten tacirlere

Günde 16 saat çalışan çekik gözlü çocukların gözlerindeki korkunun
imparatorlarına

İşçileri aidat çeki olarak gören sendika ağalarına

İnsanları malı, meydanları mülkü bilen devlete

Doğanın mavisine, yeşiline göz dikip dört yanı nükleer
santrallerle,HES’lerle bezeyen küresel efendilere

İnsanı, doğayı ve tüm yaşamı tahakküm altında tutup palazlandıkça
palazlanan ve yaşamı yok ederek var olan iktidarlara karşı

Yaşamı savunmak için
tek seçenek isyan!

Ve isyan 1 Mayıs’ta gene sokakta. Kapitalizmin ve devletin rekabet ve
birbirini yok etmeden var olamama kültürüne karşı direnişle
birbirimize omuz vermek için 1 Mayıs’ta, isyanın karnavalındayız.
İşçileri pazarlanacak birer eşya gibi gören efendiler sırıtan
maskeleriyle 1 Mayıs’a bayram havası vermeye çalışadursunlar, bundan
120 yıl önce 1 Mayıs’ın temelini atan Amerika’da Haymarket’teki
direniş ve isyanın ateşi yanmaya devam ediyor. Emekleriyle dünyayı var
edenlerin, sokakları yaratanların, binaları dikenlerin onları geri
alacaklarından korkan, Ege’nin karşı yakasında Alexis’ten, bu
yakasında Uğur Kaymaz’dan, Ceylan Önkol’dan korkan efendiler
yaratanların yıkmaya da gücünün yettiklerini bildiklerinden yaşamın
her alanını bir kontrol merkezine çeviriyorlar. Ancak direnişİ ve
isyanI kontrol edemezler. İnsanın insana ve doğaya olan tahakkümünü
ortadan kaldırmak için, iktidarların çizdikleri sınırları çiğneyip
efendisiz bir dünya yaratmak için direniş ve isyan önlenemez bir
yaratıcılıkla yıkmaya devam edecek. Yıkılacak olan, yaşamı gasp eden
iktidarlar ve onların tahakküm ilişkileridir. Onlar yıkılırken
efendisiz bir dünya, tahakkümsüz ve otoritesiz bir yaşam ve
sınırlarla bölünemeyecek bir yeryüzüdür yaratılacak olan. Yıkarken
yaratmanın omuz omuzalığında 1 Mayıs’ta, isyanın karnavalındayız.

ANKARA ANARŞİ İNİSİYATİFİ

ankaraanarsi@gmail.com

“Arzu Daima Özgürlüğü Varsayar”

Posted in Haberler with tags on 28/04/2010 by Karakök
Salı, 27 Nisan, 2010
Haber: Kaos GL

“Normal” olsun, “anormal” olsun, her türlü arzunun bastırıldığı ve gizlendiği bu coğrafyada, Butler bizleri arzunun özgürleştirici gücünü ortaya çıkarmaya çağıracak. Zira ona göre “Arzu daima özgürlüğü varsayar”.

Judith Butler Türkiye topraklarına adım atıyor ve Homofobi Karşıtı Buluşma’ya katılmak üzere Ankara’ya geliyor.
Berkeley Üniversitesi’nden Prof. Dr. Judith Butler, 15 Mayıs Cumartesi günü Ankara’da konuşacak. Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Gambetti’nin modere edeceği, Homofobi Karşıtı Buluşma etkinliklerinden “Queer Forum”daki Butler konferansı, 18:30’da başlayacak. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Aziz Köklü Konferans Salonundaki konferans herkesin katılımına açık olacak.
Queer: “Her tür kimliğin saptırılması, yoldan çıkartılması için!”
Prof. Dr. Zeynep Gambetti, antihomofobi.org’a yaptığı açıklamada, Butler’ın, kimlik siyasetlerine şüpheyle yaklaştığını hatırlatıyor ve bunun yerine normların sürekli olarak saptırılmasını içeren “queer” mantığını önerdiğini söylüyor.
“Ona göre queer bir kimlik değildir, her tür kimliğin saptırılması, yoldan çıkartılmasıdır.” diye belirten Gambetti’nin açıklaması şöyle:
“Judith Butler gerek sosyal bilimleri, gerekse feminist kuramı derinden sarsan bir düşünür. Kadın kimliğini cinsellik üzerinden değil de “toplumsal cinsiyet” üzerinden tanımlayan feminizmin aksine Butler “kadın” kavramının kendisini sorunsallaştırmayı tercih ediyor. Zira toplumsal bir kurgu olduğu kabul edildiği hallerde bile “kadınlık” kavramı bir sabitlik, bir belirlenim, bir kalıplaşma içeriyor. Oysa cinsellik de, cinsiyet de iktidar ilişkilerinin günlük hayatta sürekli olarak yeniden içselleştirilmesini gerektiren birer performanstırlar. Hâkim normların güdümüyle tekrar tekrar ürettiğimiz kimlik rolleri, kimliğin asla sabitlenemediğine de işaret ederler. Kimlik siyasetlerine şüpheyle yaklaşan Butler, kadın olsun, eşcinsel olsun, kimliklerin hiç birinin özgürleştirici olamayacağını iddia ediyor. Bunların yerine normların sürekli olarak saptırılmasını içeren “queer” mantığını öneriyor. Ona göre queer bir kimlik değildir, her tür kimliğin saptırılması, yoldan çıkartılmasıdır.”
“Homofobi kimin meselesi?”
Butler’ın, “homofobiye karşı kimliğe dayalı olmayan bir siyasal platform oluşturulması gerektiğini” düşündüğünü belirten Gambetti, böylesi bir platformun, “heteroseksüel hegemonyanın kırılmasını hedefleyen herkesi” buluşturacağını söylüyor.
“Butler, Queer Nation, Act Up ve Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu gibi birçok örgüt içinde aktif olarak yer almış. Homofobiye karşı kimliğe dayalı olmayan bir siyasal platform oluşturulması gerektiğini düşünüyor.

Heteroseksüel hegemonyanın kırılmasını hedefleyen herkesi buluşturacak olan böylesi bir platformun; önkabullerin aşılmasına, farklı cinselliklerin kamusal alana taşınmasına ve toplumsal iktidar tarafından insan bedenlerinde ve yaşamlarında açılan yaraların deşifre edilmesine zemin teşkil etmesini istiyor.”

“Arzu daima özgürlüğü varsayar”
5. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’ya katılmak üzere Ankara’ya gelecek olan Butler’in konferansının anlamına dikkat çelen Gambetti, antihomofobi.org’a yaptığı açıklamayı şu sözlerle tamamladı:
“Normal” olsun, “anormal” olsun, her türlü arzunun bastırıldığı ve gizlendiği bu coğrafyada, Butler bizleri arzunun özgürleştirici gücünü ortaya çıkarmaya çağıracak. Zira ona göre “Arzu daima özgürlüğü varsayar”.
“İhtiyacımız olan yıkıcı politikadır!”
Judith Butler’ın Ankara’ya, Homofobi Karşıtı Buluşma’ya geliyor olmasıyla ilgili Almanya’dan Uli Flader de antihomofobi.org’a bir değerlendirmede bulundu.
Butler’ın “normların yeniden üretimine karşı direnişe çağıran, tekrarı bozan ve kesintiye uğratan yıkıcı politika” önerisine dikkat çeken Flader, Butler ve çalışmalarıyla ilgili antihomofobi.org’a şu açıklamayı yaptı:
“1990 yılında yayımlanan “Gender Trouble” [Cinsiyet Belası] kitabıyla ünlenen ve postyapısalcı teorisyenler arasında sayılan feminist filozof Judith Butler çalışmalarıyla gey, lezbiyen, transgender ve feminist grupların politik stratejilerini “devrimcileştirmiş” ve aynı zamanda Queer Theory ve politika için yeni bir yol açmıştır.
Çoğunlukla materyalizm anlayışı ve söylem yönelimli stratejileriyle eleştirilen Judith Butler, öncelikli olarak feministlerin de sık sık iddia ettikleri gibi toplumsal olarak yaşatılan (gender) biyolojik cinsiyet (sex) algısını kırmıştır.
Butler’a göre biyolojik ve doğal olarak tezahür eden, toplumsal olarak üretilmektedir. Toplumsal olarak üretilen ve bize sunulan dilin kavramsal kuralları olmaksızın kendi bedenimizi algılama olanağı bulunmamaktadır. Sadece kadın-erken ikiliğinin olabileceğini belirleyen, bunların heteroseksüel yanyanalığını buyuran, böylece normal ve normal olmayanı belirleyen ve neyi tahayyül edebileceğimizi düzenleyen toplumsal normlar, düşüncemizi ve algı dünyamızı belirlemektedir. Bu nedenle Butler, feminist harekette de olduğu gibi kimlik politikalarının, çerçeveyi sorunsallaştırmaksızın sistem içinde kalarak hak talep etmesinin sınırlı ve çok az etkili olduğunu vurgulamaktadır. Çünkü bu talepler, toplumda hâkim olan ikili, heteroseksüel mantıkla bağlantılı olduğundan bu normları parçalamıyor tersine mevcut mantığı daha da güçlendiriyor.
Butler’a göre politik strateji, her birimizin düşüncesini yapılandıran normları ve toplumsal heteroseksüel söylemi yıkmaya, parçalamaya dönük olmalıdır. Bunu başarmak için bu normların yeniden üretimine karşı direnişe çağıran, tekrarı bozan ve kesintiye uğratan yıkıcı politika (subversive politics) gereklidir. Yıkıcı politika ile Butler’ın vurguladığı, bugünkü baskıcı normların, sözde daha ideal normlarla yerdeğiştirilmesi değil, bugün için henüz bilmediğimiz bir gelecek için sürekli bir açıklıktır.”
Judith Butler University of California’da, Berkeley, Departments of Rhetoric and Comparative Literature’de Maxine Elliot kürsüsü Profesörü’dür
Önemli yayınları arasında:
Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity (1990)
Bodies that Matter: On the discursive Limits of Sex (1993)
The Psychic Life of Power: Theories in Subjection (1997)
Excitable Speech: A Politics of the Performative(1997)
Hegemony, Contingency, Universality (with Ernesto Laclau and Slavoj Zizek, 2000)
Undoing Gender (2004)
Giving an Account of Oneself (2005)
Who Sings the Nation-State?: Language, Politics, Belonging (with Gayatri Spivak, 2007)
Frames of War: When Is Life Grievable? (2009)
Butler’ın şu an çalıştığı ilgi alanları, yahudi felsefesi, özellikle siyonizm öncesi ve sonrası devlet şiddeti eleştirisi. Ayrıca güncel politika, kültür ve edebiyat teorisi, psikoanaliz, feminizm ve cinsiyet politikaları üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
antihomofobi.org