Türkiye, Tayfun Gönül’le 7/13 Ocak 1990 Haftalık Sokak Dergisi’nde çıkan bu röportajla tanıştı. Türkiye’nin ilk vicdani retçisi Gönül’ün “Askerliğe Savaş Açan Adam” başlıklı bu ilk röportajını ve kararının nedenlerini anlattığı manifestosunu yayımlıyoruz.
Türkiye, Tayfun Gönül’le 7/13 Ocak 1990 Haftalık Sokak Dergisi’nde çıkan bu röportajla tanıştı. Türkiye’nin ilk vicdani retçisi Gönül’ün “Askerliğe Savaş Açan Adam” başlıklı bu ilk röportajını ve kararının nedenlerini anlattığı manifestosunu yayımlıyoruz.
Tayfun Günül doktor. Onu Sokak’a zaman zaman yazdığı telif yazılardan hatırlayabilirsiniz. 32 yaşındaki Gönül, “Beni zorla askere almaları vicdan özgürlüğünün ihlalidir” savıyla devleti mahkemeye veriyor.
Askerliğe karşı tepkin ne zaman başladı?
Çocukluğumdan beri diyebilirim. Çünkü ben kendimi bildim bileli, var olan dünyadan çok, olması gereken üzerine düşündüm. Bir takım değer yargılarım var. Bunlar kendimi bildim bileli vardı. Özgürlük gibi, adalet gibi, eşitlik gibi. Uzunca bir süre bu yargıları, mesela Müslümanlık içinde aradım. Birçok insan gibi.
Ortaokulda, kolejde okuyordum, koleje gelenler hep üst orta sınıf ailelerinin çocuklarıydı. Orda hayat, din dışı düzenlenmişti. O insanların yaşam tarzları öyleydi. Sahurda niye yemek çıkmıyor diye idareyle kavga ettiğimi hatırlıyorum.
O ruh hali bugün de devam ediyor. Hiçbir zaman disipline uymadım. Her zaman başım disiplin kurulları ile derde girdi. Doğru bulmadığım bir şeye, kurallar böyledir diye uymadım, çoğu zaman sessiz de kalmadım.
Kaç yaşındasın?
Şu anda 32 yaşındayım. Birisinin bana emir vermesine çok tepki duyuyorum. Aynı şekilde başka birine bir şey emretmeye de çok zorlanıyorum. Garsondan çay istemeye bile. Genelde şiddete yatkın olmayan bir kişiliğim var.
Bugüne kadar askere gitmemeyi nasıl başardın?
Sonuna kadar yasal olanakları kullandım. Bakaya suçundan mahkemeye verildim. Mahkemeye gitmeyerek ve adresimi değiştirerek mahkemeyi uzattım. Bu arada paralı askerlik hakkı çıktı, iki yıl da böyle geçti.
Neden paralı askerlik yapmadın, üç ayda kurtaracaktın?
Yaşamımda her zaman düşüncelerimle, davranışlarım arasında bu uyumu gözetmişimdir. Sonuçta benim askerliğe karşı çıkma nedenim; askerliğin zor ve uzun olmasından değil, çünkü ben bir doktorum, herkes bilir ki doktorlar zaten sıradan erler gibi bir askerlik yapmazlar, hayli rahat geçer. Tam tersine askerlik yapmayı reddetmek, bir doktor için yaşamını daha zor koşullarda sürdürmektir.
Benim karşı çıkışımın nedeni ahlaki. Bu açıdan paralı ya da parasız, uzun ya da kısa dönem benim için fark etmez. Orduya katılmak militarist aygıtın bir parçası olmak demektir. Bunun ahlaki sorumluluğunu üstlenmek istemiyorum.
Doktorum diyorsun ama doktorluk da yapmıyorsun? Okumaya devam et