Mayıs, 2013 için arşiv

Spanish video on 2nd Anarchist Bookfair in Santiago de Chile

Posted in Deutschsprachige Artikel with tags on 31/05/2013 by Karakök

hier ein Video von Sinapsis (auf Spanisch) über die vergangene Zweite
Anarchistische Buchmesse in Santiago de Chile im April 2013:

RedHack, Gezi Parkı için hackledi.

Posted in Duyurular, Eko yazilari with tags , on 31/05/2013 by Karakök

Kızıl hacker grubu RedHack, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün resmi internet sayfası http://www.beyoglu.iem.gov.tr’yi hackledi. Kızıl hackerlar hack eylemini Beyoğlu’nda bulunan Taksim Gezi Parkı’nda süren direniş için yaptıklarını açıkladı. Emniyetin sitesinin hacklendiğinin sahneden anonslanması üzerine Taksim Gezi Parkı’nda bulunan doğa ve kent savunucuları alkışlarla RedHack’e selamlarını gönderdi

RedHack şu twitleri paylaştı:
Ulkenin yarisini Nato karargahi diger yarisini da AVM’ye cevirenlere inat, sen #DirenGeziParkı ..
Dolarin yesilini Doganin yesiline tercih edenlere, yaz’i gaz’a boyayanlara karsi.. http://beyoglu.iem.gov.tr/  #DirenGeziParkı

Gezi Parkı’na şafak operasyonu: Bir yaralı, bir gözaltı

Posted in Direnis, Duyurular, Eko yazilari, Haberler with tags , on 30/05/2013 by Karakök

Taksim Gezi Parkı’nda yıkıma karşı çadırlarda nöbet tutan eylemcilere, polis sabah saat 05.00’te gaz bombalarıyla saldırdı. Saldırıda bir eylemci yaralanırken bir eylemci de gözaltına alındı.

Çevik kuvvet ekipleri sabah saat 05:00 sıralarında TOMA aracıyla Taksim Gezi Parkı’na girerek 3 gündür burada eylem yapan göstericilere saldırdı. Slogan atarak direnen göstericilere polis biber gazı sıktı. Polisler eylemcilerin çadırlarını alandan toplayarak uzaklaştırdı.

Polisin biber gazıyla saldırısında Greenpeace Enerji Kampanyası Sorumlusu Cenk Levi gözaltına alındı. Polis bir ağaca sarılarak yıkımı engellemek isteyen protestocu Hazar Berk Büyüktunca’yı da döverek ağaçtan uzaklaştırdı. Büytüktunca ameliyata alındı.

Bazı çadırlar yandı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yanan çadırları söndürdü. Atılan biber gazlarından çevredeki vatandaşlar ve basın mensupları da etkilendi. Yıkım ekipleri dün dikilen yeni fidanları söktü ve bugün dikilecek olanları da çöpe attı.

Eylemcilerden Erdem Demir yaşananları Radikal’e şöyle anlattı:

“Polis müdahalesi sabah saatlerinde, 4:30 gibi başladı. Polis geliyor diye bağırdılar. Biz de çadırlardan çıktık. Ayakkabımızı dahi giydirmediler. 5 adet kameraları vardı. Çok güçlü ışıklarla bizi çektiler. Her şey film gibi başladı. Yere çömelmiş oturuyorduk, oturan insanlara gaz sıkarak oturma eylemini kırdılar.”

Bir başka eylemci ise polisin önce bir grubu böldüğünü ardından saldırdığını, grup üyelerine düşmanca davrandığını söyledi.

Saat 07.50 sularında BDP İstanbul Milletvekili SıSırrı Süreyya Önder’in Salı günü olduğu gibi dozerlerin önüne geçmesiyle yıkım durdu.

Parkta nöbet devam ediyor. Yıkıma karşı olanlar tüm İstanbulluları Tasim Gezi Parkı’na çağırdı.

Buradayız, gitmiyoruz
Gezi Parkı’ndaki polis müdahalesiyle ilgili açıklama yapan grup “Buradayız, gitmiyoruz” dedi.

Saat 5’teki polis müdahalesinin ardından çadırlar yeniden kuruldu. BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, CHP Genel Başkanı Yardımcısı Gürsel Tekin, milletvekili Umut Oran ve birçok sanatçı da alanda. Sabah Önder’in müdahalesiyle duran yıkım yeniden başlamadı.

“Göz gözü görmüyordu”
Gece çadırda kalan bir kişi olayı şöyle anlattı:

“Uyuyorduk. Nöbetçiler gelip ‘polisler geliyor’ dedi. Ne yapacağımızı bilemedik. Hepimiz yere oturup birbirimizin koluna girip kenetlendik. Bir anda polisler üstümüze gaz bombası atmaya başladı. Bende gaz maskesi olmasına rağmen bir süre sonra dayanılmaz hale geldi. 70 metre önümü göremeden ilerledim. Hepimiz bir süre sonra Şişli tarafına doğru ilerledik. Polis bizi püskürttükten sonra önce tepeden gaz atmaya başladı. Sonra yaklaşarak devam etti. Bir yandan da tomalar su sıkıyordu. 45 dakika bu şekilde devam etti. Biz uzaktan bakınca parkan simsiyah bir duman gördük. Sivil polisler o sırada çadırları yakmış.”

“Çadırları polis yaktı”
Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı, grup adına yaptığı basın açıklamasında bazı medya organlarında çadırları eylemcilerin yaktığı iddiasının doğru olmadığını belirtti.

”Sayın büyük yetkili dün buyurdu. ‘Ben karar verdim orası kalkacak’ dedi ve saat beşte ezan vakti, kurtlar kuşlar uyanmadan buraya gazla müdahale edildi. Bütün kuralları, evrensel her türlü hukuku, kendi inandığı kitabın da kurallarını çiğnedi. O yetkili iyi bilsin biz buradayız ve biz de kararlıyız. Burası artık sadece gezi parkı değil Türkiye’nin nefes alma yeridir. Gelin nefesinizi nefesimize katın.”

Saat 12:30’da açık forum ile devam edecek eyleme destek çağrısı yapılıyor.


(bianet-radikal)

VR-DER: İsrailli retçiyle dayanışmaya!..

Posted in Haberler with tags on 28/05/2013 by Karakök

28-05-2013   Benim de söyleyecek sözüm var!  İlgili diğer dökümanlar

BASINA VE KAMUOYUNA
İsrail devletinin Batı Şeria’da sürdürdüğü işgale karşı çıkarak askere gitmeyi reddettiği için 6 ay hapis cezasına çarptrılan 20 yaşındaki İsrailli Natan Blanc için 29 Mayıs Çarşamba günü, saat 19:00’da Galatasaray Meydanı’nda, Vicdani Ret Derneği olarak gerçekleştireceğimiz basın açıklaması ve dayanışma eylemimize tüm duyarlı kesimleri ve basını davet ediyoruz.
REDDET, DİREN, HAYIR DE, ASKERE GİTME!
Vicdani Ret Derneği
BASIN AÇIKLAMASI GÜN VE SAATİ:
29 Mayıs 2013 Çarşamba Saat 19:00
YER: Galatasaray Meydanı
İsrailli vicdani retçiye 6 ay hapis cezası

Hesaplaşma ve Yüzleşme Olmadan Helâlleşmeyeceğiz!

Posted in Haberler with tags on 28/05/2013 by Karakök

Kayıplarımızın sorumlularını görev başında tutmak insanlık suçlarını meşrulaştırmaktır!
Musa Çitil, 1992-1994 yılları arasında İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı Mardin/ Derik’te güvenlik güçleri tarafından çok sayıda gözaltında kaybetme, yargısız infaz, işkence ve tecavüz suçu işlendi.
Çitil’in tecavüz ve işkence davalarındaki sorumluluğu nedeniyle Türkiye AİHM’de 2 kez mahkum oldu. Ama iç hukukta suç duyurularının çoğu takipsizlik kararı ya da valiliğin izin vermemesi nedeniyle yargıya taşınamadı. Yargıya taşınanlar ise her seferinde beraatle sonuçlandı.
Son olarak  İHD Mardin Şubesi’nin yoğun çabası  sonucu 2012 yılında  Çitil hakkında Derik İlçe Jandarma Komutanı iken 13 sivil insanı gözaltına alarak keyfi ve kısa yoldan infaz ettiği iddiasıyla kamu davası açıldı.
Davanın açılması kaçınılmaz olunca Adalet Bakanlığı devreye girdi ve keyfi bir biçimde davanın Mardin’e yüzlerce kilometre uzaktaki Çorum’a naklini sağladı. Hakkında 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Çitil,tutuksuz yargılandığı 3 duruşmaya da katılmadı.
Bu durum devlet görevlilerinin sorumlu olduğu insanlık suçlarının etkili ve adil şekilde soruşturulmayacağının, insanlık suçlarından sorumlu kamu görevlilerinin korunmaya devam ettiğinin ifadesidir.
Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası’nın son gününde İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonumuz ve kayıp yakınları ile birlikte bu kez yönetenlere Ankara’dan sesleneceğiz;
“Gözaltında kaybetme, katletme, işkence, tecavüz insanlık suçudur. Ankara Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Musa Çitil’in hala görevinin başında olması insanlık suçlarının meşrulaştırılması sonucunu doğurmaktadır! Tuğgeneral Musa Çitil derhal görevden alınsın, tutuklu yargılansın! “
Tüm demokrasi güçlerini, devletin “ failler korumamız altında” mesajına karşı,  “kaybedilenler, katledilenler de bizim korumamız altında” demeye çağırıyoruz.
İnsan Hakları Derneği

Tarih                :  31 Mayıs 2013
Buluşma Yeri   : YKM önü ANKARA
Buluşma Saati  : 12:30

Revolutionäre Realpolitik für die Befreiung von Mensch und Tier – Vortrag der Assoziation Dämmerung

Posted in Deutschsprachige Artikel with tags on 27/05/2013 by Karakök

Vortrag Assoziation DämmerungIn den Grundrissen schreibt Marx, dass der Kapitalismus “ein System der allgemeinen Exploitation der natürlichen und menschlichen Eigenschaften” sei. Die Tierrechts- und Tierbefreiungsbewegung tut allerdings zumeist so, als ob die Ausbeutung und Unterdrückung der Natur und insbesondere der Tiere nichts mit der kapitalistischen Produktionsweise und dem ihr inhärenten Klassenkampf zu tun habe. Die überwältigende Mehrheit der radikalen und revolutionären Linken hingegen zeichnet sich dadurch aus, dass sie Naturbeherrschung und den industriellen Tiermord durch riesige Fleisch-Konzerne als zu vernachlässigende Aspekte dieser Gesellschaftsordnung betrachtet.

Erst durch die Kritik dieser beiden falschen Alternativen kann eine Bewegung mit dem Ziel aufgebaut werden, für das Ende der Ausbeutung und Unterdrückung von ArbeiterInnen, der Natur und der Tiere eine Revolutionäre Realpolitik zu entwickeln. Diese Bewegung ist zweifelsohne auf den historischen Materialismus und die Kritik der politischen Ökonomie angewiesen. Sie können weder durch bürgerliche Ethik oder Sprachkritik ersetzt, noch auf einen “Marxismus für Menschen” speziesistisch eingeengt werden.

14. Juni 2013, 19.30, Volkshaus Zürich

http://www.tierrechtsgruppe-zh.ch/

BERN ; ANARSISTLERIN CAGRISIYLA 12 BIN KISININ KATILIMIYLA DANSLI MUZIKLI YURUYUS YAPILDI.

Posted in Haberler with tags on 26/05/2013 by Karakök

Dun 26.mayis 2013  de isvicrenin baskenti Bern de anarsistlerin ve antifasistlerin cagrisiyla 12.000 kisinin katildi.  Yuruyus kapitalizme,  izinsiz eylencenin uzerindeki baskilara ve isgalevlerine yapilan baskilara  karsi yapildi.

Dansli muzikli basliyan yuruyus daha sonra polisin provakasyonuna karsi cevap veren anarsistler bir cok yeri tahrip etti.

20 polisin yaralandigi gosteri sabah saat 05.00  e kadar surdu.

Gecen sene 2 haziran 2012 deki mitinge 13 bin kisi katilmisti. turkiyedeki 1 mayis 2012 de   tutuklanan anarsistler ve hirvatistandatutuklananlar icin pankart acilmisiti.

00040009

0002

tanz 16tanz 1tanz 02tanz 2tanz 3tanz 5tanz 6 tanz 7tanz 7 tanz 8tanz 9tanz 10tanz 11tanz 12tanz 14tanz 15tanz 16 tanz 17tanz 18tanz 19tanz 3

 

http://www.buendnis-gegen-rechts.ch/images/tdf2/album/index.html

 

LGBT’ler Ankara’da Yürüdü: Anayasal Tanınma Yoksa Barış Da Yok!

Posted in Queer with tags on 21/05/2013 by Karakök

Anayasal tanınma ve eşitlik talebinin yükseltildiği yürüyüşte “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Susma haykır eşcinseller vardır”, “Eşitlik yoksa barış da yok” sloganları öne çıktı

 

Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma kapsamında 6. Kez düzenlenen “Homofobi ve Transfobiye Karşı Yürüyüş”beşyüzü aşkın kişinin katılımıyla Pazar (19 Mayıs) günü Ankara’da yapıldı.

Okumaya devam et

Blockupy Frankurt: 30. Mai bis 1. Juni 2013

Posted in Deutschsprachige Artikel with tags on 20/05/2013 by Karakök

Blockupy Logos VertikalBlockupy kommt wieder: Vom 30. Mai bis 1. Juni ruft das Bündnis zu europaweiten Aktionstagen gegen die autoritäre Krisenpolitik von Bundesregierung und Troika (EU, EZB, IWF) in Frankfurt/Main auf.

Am Sitz der Europäischen Zentralbank (EZB),  im  Zentrum des europäischen Krisenregimes, werden wir ein kämpferisches Signal der Solidarität an alle Betroffenen der aktuellen Spar- und Kürzungspolitik senden.

Als Zeichen der Widersetzung gegen das Spardiktat werden wir am 31. Mai daher die EZB in Frankfurt massenhaft blockieren. Wenn diese blockiert ist werden wir uns nicht all zu lange dort aufhalten, sondern die Aktionen bereits am späten Vormittag in einer zweiten Welle auf andere Akteure ausweiten. Unser Aktionsziel am 31. Mai ist es, den üblichen Geschäftsablauf der EZB sowie anderer Akteure des Krisenregimes öffentlich sichtbar zu stören.

Am 1. Juni rufen wir zu einer internationalen Großdemonstration auf bei welcher wir gemeinsam mit vielen tausend Menschen aus ganz Europa zeigen werden wo Verantwortliche für die Krisen- und Verarmungspolitik zu finden sind.

Politischer und sozialer Treffpunkt für Blockupy ist das Aktionscamp. Spätestens am Donnerstag, dem 30. Mai kommen wir, die Aktiven und Bezugsgruppen, dort zusammen und bereiten uns gemeinsam vor.

http://www.anarchie-mannheim.de/

Suriyeli Mülteciler

Posted in Haberler with tags on 20/05/2013 by Karakök

TANER  KILIÇ (Mültecilerle Dayanışma Derneği)

Birinci Körfez savaşından sonra Halepçe’den kaçan Kürtlere başta
sınırlarını açmayarak ciddi bir direniş gösteren Türkiye’ye karşılık
Suriye’den kaçan mültecilere en başından itibaren “açık kapı” politikası
uygulanması başlı başına takdire şayan bir davranış olmuştur.

Bunda belki Halepçe’den kaçanların bir gecede 468.000 gibi son derece
ciddi bir sayı olmasına karşılık Suriye’den gelişlerin uzun bir zamana
yayılarak ve küçük sayılabilecek gruplar halinde oluşları önemli olmuş
olabilir. Bunun yanı sıra Türkiye güncel hükümetinin dış politikasının o
tarihte ve bu tarihte konumlandığı nokta ve aldığı stratejik kararlar
böylesi bir sürece denk düşmüş olabilir. Bunu ve bu kararın arkasındaki
asıl motivasyon kaynaklarını biz tam olarak bilemiyoruz ancak bu dış
politika konularından ve siyasi konumlanmadan ayrık olarak bizim mülteciler
lehine alınmış (ve zaten uluslararası sorumlu olduğumuz hukukun bir gereği
olarak da) bu tavır nedeniyle bir mülteci hakları örgütü olarak mevcut açık
kapı politikasından hoşnut olmamızdan başka bir düşünce içinde olmamız
beklenemez.     Okumaya devam et