Günümüzde faşizmin kendi meşruluğuna duyduğu güven, her geçen gün varlığını daha fazla hissettirmeye devam ederken artık, bunun karşısında duran tüm mücadele biçimlerini ortadan kaldırmak için ‘tek ve kesin’ çözüm kolaycılığına gitmeyi de ihmal etmiyor. Keza, kutsal mevki’nin bekası için yıldırılarak, sönümlendirilerek, sindirilmeye bırakılacak birbirinden farklı koca bir muhalefet havuzu ve o havuz içerisinde parça parça, sıranın kendilerine gelmesini bekleyen bireyler bütünü bulunmakta. Statüko’larının, nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunu anlamak için, kendini toplumun her alanında var etmeye ne kadar yoğun çaba gösterdiklerini gözlemlemek yeterli olacaktır.
Geçtiğimiz günlerde, faşizmin kolluk güçlerinin evine yaptığı baskınla gözaltına alınan bir anarşist, FETÖ adlı örgüte üye olduğu gerekçesi ile tutuklandı. Gerekçelendirilen polis fezlekesi; şahsi telefon hattından, örgütün yazışmalarında kullandığı ‘ByLock’ adlı programın indirildiği üzerine. Senaryo daha da ileriye giderek, bambaşka örgütlerden bireylerle görüşmeleri olduğunu ve 1 Mayıs 2012’de kapitalist şirketlere doğrudan eylemliliğe geçen grubun başında olduğunu hatta, Gezi Parkı eylemliliklerinde yine en önde olduğu gibi, yaratıcılıkta tavan yapan bir anlayışla, faşizm akıbeti kendinen meçhul bir biçimde bağlantılandırdığı bu fezlekeyi alıp ‘şifre çözüldü’ tarzında haber yapan diktatörlüğün kuklası haber ajansları içinse; anarşist ve anti-otoriterlerin aslında, devletin otoriter ve statüko yanlısı oluşumlara doğrudan veya dolaylı olarak destek verdiğini açıkça delillendirmeye çalıştığı görülüyor ki, bu da en başında bahsetmiş olduğmuz ‘tek ve güçlü bir yalan’ ile kendisine karşı olan tüm muhalifetin kökünü kazımaya çaba sarfetmeye devam edeceğinin bariz bir kanıtıdır.
Mahkemede verdiği savunmada açıkça; “Ben anti-otoriterim ve anarşistim, doğa, insan ve hayvan haklarını savunan bir bireyim. Hukukun askıya alındığı ve adaletin olmadığı bir düzende, herhangi bir bağlantım olmamasına rağmen, bir anarşist olarak FETÖ’den yargılanıyorum.” diyerek şuçlamaların şaşırtıcı ve gülünç olduğunu ve bir anti-otoriter olarak aynı zamanda ‘tanrı tanımaz’ olduğunu, devlet’in sınırsız imtiyazıyla bulunduğu noktaya gelmiş, din sömürüsüne dayalı bir örgüt ile uzaktan yakından bir bağı olamayacağını belirtmesine ve gözaltı sürecinde kendisinin darp edildiğini söylemesine rağmen, tutukluluk süreci devam etmekte.
Geldiğimiz noktada, statüko’nun attığı hiçbir adım, onunla mücadele eden bireyleri artık şaşırtmıyor. Faşizmin gölgesi altında askeri ve siyasi darbe hükümetleri 21. yüzyıl kapitalizminin bekçiliğini sürdürmeye devam ederken, onunla mücadele eden bireylere parlementonun yolunu göstermek, zindanlarla-duruşma salonları arasında mekik dokumaktan öteye gitmeyen belirsiz bir geleceğe bizleri mahkum etme yolunda ilerliyor. Devlet’in karşıtlarına yaftası ise, dur duraksız ve bu savlarla yaşamı karış karış istila ediyor. Toplumsal muhalefetin hakim özneleri ise, örgütlenip sokağa çıkmak ve güvenli limanlarını terketmek için ardlarında güçlü bir sebep beklemeye koyulmuş durumdalar.
Baskı politikalarının kendilerini refaha ulaştıracağını, kontrolü elde tuttukları sürece ‘barış ortamı’nı sağlayacaklarını sananlar için söylenebilecek tek şey, derinleştirmekten öteye gidemedikleri krizler ve siyasi ömürleriyle birlikte, tarihin çöplüğünde atılmaktan öteye gidemeyecekleridir.
Yoldaşımız İshak’a yapılan komplo ve iftiralar silsilesi tüm muhalif çevrelere yapıldığı gibi anarşist hareketi bir kriminalize etme çabasıdır. FETÖ ile suç ortaklığı açık ve net ortada olan mevcut dikta rejimi günahlarını örtbas etmek için kendisi dışındaki tüm muhalefete FETÖ iddianameleriyle saldırırken anarşist hareketi de pas geçmeyeceğini tahmin ediyorduk. Bunun sonucunda şimdi devlet bizden bir arkadaşımızı rehin aldı ve biz de onu yanlız bırakmayacağımızı belirtiyoruz.
Ve herkesi, İshak’ın nezdinde çeşitli iftiralarla ve komplolarla işten atılan, açığa alınan ve tutuklanan tüm devrimcilerin ve anarşistlerin yanlız olmadıklarını hatırlatmaya ve onlarla dayanışmaya çağırıyoruz.
Anarşistler
BASINA ve KAMUOYUNA: ‘İshak Tayak; FETÖ gibi tüm faşist yapılarla mücadele eden bir anarşisttir.’
Anarşist İshak Tayak hakkında yandaş basına servis edilenler ucuz yalanlardan ibarettir!
Kendisini ‘anarşist’ ve aynı zamanda ‘ateist’ olarak tanımlayan İshak Tayak, 2 Ekim 2017 sabahında özel harekat timleri tarafından evine yapılan baskınla, 2014 yılında telefon hattından “ByLock” indirildiği ve bu sebeple “FETÖ” yapılanmasıyla bağlarının olduğu suçlamalarıyla, darp edilerek gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.
Mahkemenin bu yöndeki asılsız suçlamalarına, İshak’ın savunması; “Ben anti-otoriter, anarşist, doğa, insan ve hayvan haklarını savunan bir bireyim. Hukuğun askıyı alındığı ve adaletin raflara kaldırıldığı bu ortamda, her hangi bir bağlantım olmamasına rağmen anarşist biri olarak FETÖ davasından yargılanıyorum” şeklinde oldu ve mahkemede kendisine ‘hattınızdan bu programı indirdiniz mi’ dışnda bir soru sorulmadı. Şuan, FETÖ’den yargılananlarla aynı koğuşu paylaşmakta ve henüz bir mahkeme tarihi de verilmemektedir.
Daha önce, 1 Mayıs 2012’de yapılan eylemlerde fotoğrafı bulunduğu gerekçesiyle 3 ay tutuklu kalmış ancak, delil yetersizliğinden dava düşmüş ve kendisi bu suçlamalardan aklanmıştır. Ancak bu bile, devlet’in yandaş medyanın yayın organları tarafından, Gezi ve 1 Mayıs 2012’de en ön saflarda olduğu, PKK, DHKP-C ve FETÖ ile aynı anda bağlarının bulunduğu gibi asılsız iddialarla ‘en kripto Bylock’çu’ başlığıyla yalan haber yapılarak acımmasızca hedef gösterilmesini engelleyememiş. Aynı zamanda, anarşistlerin içine “FETÖ” örgütünün sızdığı gibi iddialarla, ileride anarşistlere ve anarşist harekete atılacak olan aciz iftiraların da önünü açmaya çalışmaktadırlar.
İshak aynı savunmada; “ByLock” kullanmadığını, yaşam tarzının ve siyasi duruşunun bu İslami yapıyla uyumlu olmadığını ve bu tarz oluşumlarla hayatının her alanında her zaman ters düştüğünü, hatta 2011 yılında, nüfus müdürlüğüne başvurarak kimliğindeki din hanesinde bulunan ‘İslam’ ibaresini kaldırttığını ayrıca, ev baskını sırasında eşine ve kendine sözlü hakaretlerde bulunulduğunu ve darp edildiği ve kaburgalarında ağrı olduğu halde doktora götürülmediğini” belirtti.
AKP’nin uzun süredir iktidarını sağlamlaştırma adına tüm muhalif özneleri aynı çatı altında göstermeye çalışarak tutuklama, alıkoyma çabalarına, yıllardır anarşist olduğunu ve hiçbir otoriter yapıyla ilişkisinin olmayacağını açıkça beyan eden bir ‘ateist’ bireyin islami eğilimleri olan bir yapıyla ilişkisinin olduğu çıkarımı yapılması gülünçtür.
Tüm kamuoyunu hayatı boyunca FETÖ gibi faşist yapılarla mücadele etmiş bir anarşist olmasına rağmen iktidarın iftira ve komplosuna maruz kalan İshak’la dayanışmaya çağırıyoruz.
http://sosyalsavas.org/2017/10/anarsist-yoldas-ishak-tayaka-yonelik-suclamalari-reddediyoruz/