
Atina’da 4 Şubat Pazar günü, “Makedonya” sorunu üzerinde kitlesel bir milliyetçi miting
düzenlendi. Organizatörler bir milyondan (!) fazla kişinin katıldığını söylerken, polis
açıklaması 140.000 kişinin katıldığı yönünde. Muhtemelen polisin resmi açıklamasından çok
daha fazla insan olsa da katılım organizatörlerin, bir temenniden ibaret olan iddialarına
yakın bile değil. Bu, aynı konuyla ilgili bir ay içerisindeki ikinci gösteri idi. İlk
gösteri, Ocak ayının sonlarında Selanik’te düzenlendi. —- Her iki gösteriyi tetikleyen
“Makedonya sorunu”, en azından görünüşte, komşu bir devletin resmi adı olan, Eski Yugoslav
Makedonya Cumhuriyeti (Former Yugoslavian Republic of Macedonia – FYROM) etrafında
dönüyor. ‘Makedonya’nın bir ulusal tanımlama olarak tali anlamı, kuzey bölgesinde
Makedonya olarak adlandırılan bir bölge bulunan Yunanistan’ın toprak bütünlüğüne tehdit
oluşturduğu gerekçesiyle Yunan devletinin karşı olduğu bir şey. Bu Balkanlar’da iyi
bilinen bir konu ve Yunanistan ile Makedonya / FYROM devleti arasında gerçek bir çatışma
noktası. Doğal olarak, Makedonya meselesi her iki ülkedeki milliyetçilerin fikirlerini ve
gündemlerini öne çıkarmak amacıyla çok yatırım yaptıkları bir başlık.
Konu Yunanistan’da ilk kez büyük milliyetçi mitinglerin düzenlendiği 1992’ye dayanırken,
isim üzerine tartışmalar yeni hükümeti karşılıklı diplomatik çözüme dair daha açık bir
duruş benimseyeceği anlaşılan FYROM’daki son olaylarla ile yeniden alevlendi. Yunan
hükümeti konuyla ilgili bölünmüş görünüyor; solcu ana ortak SYRIZA bu tür pragmatik bir
anlaşmayı desteklerken, sağcı küçük ortağı ANEL, Makedonya’nın adını kullanmayı içeren
herhangi bir çözüme karşı çıkıyor. Yunan hükümetine ayrıca NATO’daki ‘müttefikleri’
tarafından Yunanistan’ın FYROM’un örgüte katılmasına dair vetosunun kaldırılmasını
sağlayacak bir çözüm bulmaları yönünde baskı uygulanıyor. Bu, Makedonya meselesinin genel
jeopolitik bağlamını oluşturuyor ve çeşitli siyasi aktörlerin eylemlerini belirliyor.
Ayrıntıları net olmaktan uzak ve çok sayıda olsa da, beklenen çözüm, FYROM devletinin
daimi olarak (erga omnes) kullanacağı sabit bir isme (örn. Kuzey Makedonya veya Yeni
Makedonya) sahip olmasını içeriyor. Yunan milliyetçileri, bu tür bir çözüme şiddetle karşı
çıkıyorlar çünkü komşu devletin adında herhangi bir koşulda Makedonya sözcüğünün
bulunmasını istemiyorlar. Selanik ve Atina’daki yürüyüşler “Makedonya birdir ve Yunandır”
şeklinde milliyetçi sloganda özetlenen, uzun geçmişi olan bu konu üzerine gerçekleşti.
Her iki mitingde de kalabalığın heterojen olduğu doğru sayılır ve organizatörler arasında,
muhtemelen uzun vadede dengede tutulması çok kolay olmayan, birçok farklı gündem söz
konusu. Dün aynı sokaklarda, üstü örtülü ama kuşkusuz milliyetçi bir görüşe sahip olan
Yunan Makedonları’nın kültür derneklerini, Yeni Demokrasi’den (ana muhalefet partisi) ve
diğer sağcı siyasi partilerden milletvekillerini, aralarında tabii ki Neo-Nazi Altın Şafak
olan çeşitli faşist grupları ve militanları ve tüm bunlar kadar önemli olan Yunan Ortodoks
Kilisesi vardı. Tüm bu gruplar, geleneksel olarak derin devletle “eklektik ilişkileri”
olan Yunanistan sağının yelpazesini oluşturuyorlar. Yurtsever solun bir kısmının
mitinglere sözlü destek verdiği ve bunun milliyetçi sayılmaması gerektiğini iddia ettiği
vurgulanmalıdır. Ancak, bildiğimiz kadarıyla hiçbir sol grup, mekanizmalarını harekete
geçirmedi ve mitingin organizasyonunda yer almadı.
Dolayısıyla mitingin siyasi rengi konusunda herhangi bir soru işareti yok: bu açıkça
milliyetçi ve çoğu durumda komşu ülkeye agresif bir söylem dağıtan sağcı bir hareket.
Miting, FYROM’un, modern ulus-devlet sisteminin temeli olan, kendi kaderini tayin hakkına
etkili bir biçimde karşı çıkıyordu. Kuşkusuz, Makedonya’nın onlarca yıldır diğer
devletlerin çoğunluğu tarafından kullanıldığı göz önüne alındığında bütün bu hikaye biraz
gülünç olsa da Yunanistan’daki milliyetçi söylemin görünüşte merak uyandırıcı
kalıcılığının psikolojik ve politik yönleri üzerinde derinlemesine tartışmak için çok daha
fazla yere ihtiyaç olacaktı. Tutarsızlık kesinlikle hiç kimsenin rolünü yerine getirmesine
engel değildir.
Atina sokaklarında, mitingin koruması altında hareket eden faşist grupların varlığı,
anarşist hareketin alarm durumuna geçmesine neden oldu ve antifaşist reflekslerini
gösterme fırsatı oluşturdu. Selanik topraklarında faşistler “Libertatia” işgal evine
saldırıp onu yakıp yıktıkları için endişelerin sağlam bir zemini vardı. Atina şehri
çevresindeki ve elbette karşıt hareketin “kalbi” olan Exarcheia’daki işgal evlerini ve
sosyal merkezleri korumak için gerekli önlemler alınmalıydı. Mültecilere ev sahipliği
yapan işgal evlerinin korunması da ayrıca çok önemliydi.
Çalışmaları koordine etmek ve etkin bir tepki vermek için toplantılar yapıldı. İki esas
hedef belirlendi: şehrin tamamındaki işgal evlerinin ve sosyal merkezlerin korunmasının
daha koordine hale getirilmesinin yanı sıra, Atina merkezinde karşıt bir gösteri
örgütleyerek milliyetçilere merkezi politik bir tepki verilmesi. Temel fikir, sokakların
faşist haydutların merhametine bırakılmamasıydı.
Pazar günü saat 4’ten itibaren bir karşı kampanya başlatıldı. Şehrin her yerinden anarşist
ve antifa siyasi gruplar, Atina sokaklarında milliyetçilik karşıtlığı, antimilitarizm ve
enternasyonalizm ile ilgili metinler dağıtmaya başladılar. Cumartesi gecesi, miting
öncesinde, antifa devriyeler Atina’nın birçok mahallesinde konumlandı. 3/2/2018’de
gerçekleşen ve Nazilerin yerel liderlerinden bazılarının dövülüp bırakıldığı, Pire’deki
Golden şafak ofislerine yönelik saldırı dikkat çekicidir. Dahası, Exarchia ve
Monastiraki’de isyan polisi ile çatışmalar yaşandı ve bir yoldaş polisler tarafından
gerçekten kötü bir şekilde dövüldü ve gözaltına alındı.
Miting süresince, Propylea’da (milliyetçi mitingin gerçekleştiği Syntagma’ya yakın bir
meydanda) gerçekleştirilen karşı gösteride anarşist ve radikal soldan oluşan 2000
civarında yoldaş toplandı. İsyan polisi, antifa eylemi ile faşistler arasında durduğu
sürece işler sakindi. Alandaki 4 saatin sonunda eylem Exarchya’da devam etti. Sonrasında
mahallenin çevresindeki bir sürü faşist kovalandı. Faşistler denemelerine rağmen
Selanik’te yaptıklarını tekrar etmeyi başaramadılar. Milliyetçi miting tümüyle sona
erdikten sonra, milliyetçilerin toplandığı yere yakın bir yerde bulunan, işgal edilmiş bir
tiyatro olan Empresor’a yönelik organize bir saldırı gerçekleşti. Bununla birlikte, işgal
edilen binada gerekli önlemler alınmıştı ve antifaşist savunma faşistleri püskürtmeyi
başardı. İkinci bir saldırı söylentileri vardı, ancak olay gerçekleşmeden polis (beklenen
şekilde) geldi.
Verili koşullar altında, düşüncemiz her şeyin iyi gittiği yönündedir. Yunanistan’daki
hareket, refleks gösterdi ve faşistlerin mitingi kendileri için bir festival günü haline
getirmelerine izin vermedi. Mesaj açık: her zaman karşılarında olacağız. Şunu
belirtmeliyiz ki; milliyetçi gündem etrafındaki şekillenen bir kitlesel hareket bizi
tetikte tutmalı ve eksiklik ve sınırlarımız üzerine düşünmemizi sağlamalı. Milliyetçilik
tüm dünyada yükseliyor ve bu, yalnızca konunun semptomları ile değil fenomenin kendisi ile
ilgilenen örgütlü bir tepkiyi gerektiriyor. Kesin olan şu ki:
Hiçbir ulus bizi birleştirmez / Hiçbir isim bizi ayırmaz
Atina’dan yoldaşlar
Çeviri: Yeryüzü Postası