08- Nükleer santrallere hayir
Karakok Otonomu tarafindan yazilan bildiri
Nükleer santrallerden yayılacak radyasyonun biz canlılar üzerinde hastalıklar, genetik bozukluklar ve ölümler yaratmaktadır. 1978´de Avusturyada Siemens nükleer santrali, 1987´de İtalyadaki nükleer santralı halk oylaması ile kapatılmıştır. Japonyada %60 halk oylaması ile nükleer santrallere hayır denmiştir ve belediye inşaat etmek için verdiği arsayıda geri almıştır. İsveç halkoylamışı ile 1997´de nükleer santralleri kapatma kararı almıştır. Almanya 1998´de nükleer santral projesinden vaz geçmesinden dolayı koalisyon iktidar oldu. Fransa 1997 de, Çin ise bu yıl nükleer santraller yapımını durdurdu. Dünyada en fazla kişi başına enerji tüketen Norveç de nükleer santraller yoktur.
Sermaye bulunduğu yerde halkın istemediği nükleer santrallerini, reaktörlerini, nükleer artık çöplerini başka ülkelere satmaya çalışmaktadır. Gelecek kuşak radyoaktif çöplük belası ile başbaşa kalacaktir. Nükleer enerjinin otomobil sürmekten, sigara ve içki içmekten daha rizikosuz olduğunu söyleyen firmalar, Çernobilleri, hiroşimaları, halepçeyi unuttular herhalde. Buralarda ve çevresinde yaşayan canlılarda hala sürmekte olan hastalıklar ve sakatlıklar devam etmektedir.
Sermaye enerjiler kullanımı ile ve yeni projeleriyle tekrar geleceklerdir. Paralarının üstüne para katmak için insanların nükleer enerjiye ihtiyaç olduğunu, havayı kirletip küresel ısınmanın reaktörlerle ilgisi olmadığını basında, konferanslarda, akademik sempozyumlarda bizleri ikna etmeye çalışıyorlar. Korumalı Nükleer santralleri de yapsalar, o uranyum artığını nereye ve nasıl gömeceklerdir? Toprak altına gömüldükten sonra, yüzbinlerce yıl boyunca hala tehlike arz eden atığı, para karşılığında fakir ülkelere satarak doğa katilliklerine devam edeceklerdir. Avrupadaki bir nükleer santral çöpünü Türkiye´de kurdukları bir firma vasıtasıyla gizlice köylülere, tarlalarına gömmeleri için, para ödediklerini ve daha sonra köylüler bu atık maddesinin ne olduğunu öğrenince sivil toplum örgütlerine bildirmişlerdir ve bildiğimiz basit varillerde radyasyonlu atık olduğu tespit edildi. Karadenizde yüzen variller içinde nükleer artıklar karaya vurunca, balıkçılar ve karadeniz halkı ne yapacağını şaşırdı. Zaten Çernobilden nasibini alan ve hastalıklar, sakatlıklar, doğuş özürlüler, tekrar yaşanacaktı. İstanbul Tuzla sahillerinde yine aynı yöntemle variller karaya vurdu. Nükleer çöpleri atanlar, nükleer santral sahipleri ve taşeron firmalardır.
Nükleer santrallerini çalıştırmak için, hammadde olan uranyumu Amerika´da, Avustralya´da, Rusya, Nijer´de ve Kanada´daki indigen ve kızılderili (yerli) halklarını uranyum madenlerinde çalıştırıyorlar. Çoğu zaman, çalışan yerli halklara para ödenmiyor. Bunun yerine, çalışma karşılığı olarak madenden çıkan taşları işçilere inşaat malzemesi olarak parasız veriyorlar. Tabıkı bu malzemeden inşaa edilen evler uranyum barındırdığından, radyasyon yayıyor ve her ailede kanser vakaları ve hastalıklar başgösteriyor.
1 ton ham uranyumdan ancak 3.8 kg kullanılacak uranyum elde ediliyor. Bu yüzden İsviçredeki nükleer santraller için senede gerekli olan 370 ton işlenmiş uranyumu elde etmek için, 974.000 ton ham uranyumun çıkarılması gerekir. Bu ton sadece isviçre için geçerli.
Dünyada 440 tane nükleer santraller var: Fransada 59, Amerikada 103, Belçikada 7, İspanyada 9, İsveçde 11, İsviçrede 5, diyer ülkelerde ise 246 tane. İnşaa halindeki nükleer santraller 24 tane, planlanan 37 adet, teklif edilen 51.
Nükleer santral kurma maliyeti 2- 2.5 milyar euro
Nükleer santral sökümü 400 milyon euro
Bu santralleri doyurmak için indigen halkları kanserden yok olunca, sıra fakir ülkelerin halklarına gelecektir. Dünyamız güneş, rüzgar, jeotermal ve biokütle gibi enerji açısından zengin durumdadır. Canlıların hayatı ile oynayan nükleer kimya sanayileri, petrol firmaları ve genel sermaye tüketici toplumu yapmak için birleşip, reklamlarla arzlar yaratıp, talep haline getirip, olmazsa olmaz ürünleriyle bizleri tüketici toplumlar yapmıştır. Bu arzlarını üretmek için, ek nükleer enerjiye ihtiyaçları olduğunu açık birşekilde sergilemektedirler.
Çıkarcı çevrelerin reklamlarına ve yalanlarına alet olmayalım. Yarınımız için ve gelecek nesillerin dünyada diğer canlılarla birlikte yaşaması için nükleer santrallere ve atom reaktörlerine dur diyelim.
Tüketimimizi ihtiyacımıza göre kullanalım. Güneş, su, rüzgar bize yeter! Nükleer santrallere hayır!
Karakök Otonomu Türkiye/İsviçre
Arkadaslar ve nükleer santral karsitlari
Anti-nükleer eylem grubu olarak, Zürih’te 29.11.08 da izinli bir gösteri organise ediyoruz.
Gösterinin ana konusu: Isvicre’de planlanan iki yeni nükleer santral; dünyanin nükleer enerjiden cikmasi; uzun vadeli yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi; nükleer gücün savas demek oldugu.
Genis bir eylem birligi bu gösteriyi organise edip, katilmali, eylem, konuyu her tür insana tasima imkanini saglamali.
Ayni zamanda, enternasyonal bir eylem günü olmali, dünyanin heryerine cagri gönderiyoruz ki, heryerde bu konu islensin, heryerde ayni gün degisik eylemler ve protestolar olsun.
Sizleri bu eylem birligine katilip hep beraber bu konuyu dünyaya duyurmaya davet ediyoruz.
Dayanisma ile
Karakok Otonomu turkiye/isvicre
Bir Cevap Yazın