Ekmek için arşiv

Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Devrimci Anarşist Faaliyet’le 1 MAYIS’A

Posted in Direnis with tags , on 30/04/2011 by Karakök

*Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Devrimci Anarşist Faaliyet’le 1 MAYIS’A*

1886’daki genel grevde tutuklanan ve idam cezasıyla yargılanan, Anarşist
işçilerden biri olan Spies; “*Eğer bizi asarak… tahakküm altındaki
milyonların, sefalet içinde çalışan ve kurtuluşu isteyen ve bekleyen
milyonların bu hareketini, işçi hareketini ezebileceğinizi umuyorsanız, eğer
düşünceniz buysa, o zaman asın bizi! Burada bir kıvılcımı ezeceksiniz,
burada veya orada ve her yerde alevler yükseliyor. Bu saklı bir ateş. Bunu
asla söndüremezsiniz”* demişti. Anarşist işçiler idam edildiler; ancak
1886′da alevlenen bu ateş dünyanın bir ucundan diğer bir ucuna sıçradı.

Patronlar bu ateşi söndürmek için saldırdılar. Saldırılar yetmedi, kandırmak
istediler; çay molalarını fazlalaştırdılar, yemek molalarını uzattılar.
Bizden çaldıklarını düğünde, bayramda, bize sadaka ettiler.

Biz kandık. Güvencesiz, geleceksiz on iki saat çalışmayı sürdürdük.

Devlet; sözde hak hukuk var dedi. Sözde sekiz saat dedi. Sözde, sendikalanın
dedi. Alın size Taksim dedi.

Biz kandık. Hakka, hukuka güvendik, mahkemelerde rezil rüsva olduk. Sekiz
saat zannettik, hep on saat çalıştık. Sendikalandık; işten atıldık, çadır
kurduk, dayak yedik. Sonunda Taksim’e çıktık bunu da kazanım sandık.

Kavga, ne 1886′da başladı ne de “sekiz saat” içindi. Bu kavga ezen ve ezilen
arasında her yerde, her zaman vardı ve de var olacak. Dehak’lara isyan eden
Kawa’yla, Marcus’a isyan eden Spartacus’lerle başladı. Bir naçiz insan
mülksüz Ebu Zer, sırtında hırkasıyla hazinelerin Halifesi Osman’la tutuştu
kavgaya, *Adalet için!* “Yârin yanağından gayrı, her yerde ve her zaman
beraber olabilmek için.” diyen Bedrettin, padişah Mehmet’e karşı *eşitlik
için* çıktı kavgaya. Serez Meydanı’ndan Paris sokaklarına, “Bayrağı ölüm
taşıyacak. Al kanlara boyanmış kara bayrağı.” diyen Louise Michel *özgürlük
için* burjuvaziye karşı kara bayrağıyla tutuştu kavgaya. Meksika köylüsü
Zapata toprak ağası Madero’ya karşı verdi kavgasını. Ukrayna’da bir başka
köylü de toprak ağalarına karşı başlayan kavgasını, sonrasında Çar’a, daha
sonrasında da “halk için halka rağmen” diyenlere karşı sürdürdü. İspanya’da
eşek üstünde gezenlerin örgütlediği halk ise diktatör Franco’ya karşı,
yüzbinlerce Durruti doğurdu.
Bu ezeli kavga, dünyanın bir ucundan öbür ucuna halen sürmekte. Atina’da,
Chiapas’ta, Oxaca’da, Amed’de, Gazze’de, Kahire’de, Tunus’ta, İstanbul’da.
Ezenlerin iktidarı biliyoruz ki yıkılacak, yüreğinde yeni bir dünya
taşıyanların kavgası sürdükçe ezilenler gerçekten kazanacak. Kavgayı ödünç
aldık, ödünç vereceğiz.

*Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Anarşizmde örgütleneceğiz.

1 Mayıs’ta, Taksim’e !*

*TOPLANMA YERİ VE SAATİ : ŞİŞLİ/CEVAHİR ÖNÜ SAAT: 09.00*

Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Devrimci Anarşist Faaliyet’le 1 Mayıs’a.

Posted in Haberler with tags , , , , on 24/04/2011 by Karakök

Kavgayı ödünç aldık, ödünç vereceğiz. Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Anarşizmde örgütleneceğiz.

Devrimci Anarşist Faaliyet

Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Devrimci Anarşist Faaliyet’le 1 Mayıs’a.

Posted in Direnis, Duyurular with tags , on 23/04/2011 by Karakök
Ödünç Aldığımızı Ödünç Vereceğiz, Anarşizmde Örgütleneceğiz

1886’daki genel grevde tutuklanan ve idam cezasıyla yargılanan, Anarşist işçilerden biri olan Spies; “Eğer bizi asarak… tahakküm altındaki milyonların, sefalet içinde çalışan ve kurtuluşu isteyen ve bekleyen milyonların bu hareketini, işçi hareketini ezebileceğinizi umuyorsanız, eğer düşünceniz buysa, o zaman asın bizi! Burada bir kıvılcımı ezeceksiniz, burada veya orada ve her yerde alevler yükseliyor. Bu saklı bir ateş. Bunu asla söndüremezsiniz” demişti. Anarşist işçiler idam edildiler; ancak 1886′da alevlenen bu ateş dünyanın bir ucundan diğer bir ucuna sıçradı.

Patronlar bu ateşi söndürmek için saldırdılar. Saldırılar yetmedi, kandırmak istediler; çay molalarını fazlalaştırdılar, yemek molalarını uzattılar. Bizden çaldıklarını düğünde, bayramda, bize sadaka ettiler.

Biz kandık. Güvencesiz, geleceksiz on iki saat çalışmayı sürdürdük.

Devlet; sözde hak hukuk var dedi. Sözde sekiz saat dedi. Sözde, sendikalanın dedi. Alın size Taksim dedi.

Biz kandık. Hakka, hukuka güvendik, mahkemelerde rezil rüsva olduk. Sekiz saat zannettik, hep on saat çalıştık. Sendikalandık; işten atıldık, çadır kurduk, dayak yedik. Sonunda Taksim’e çıktık bunu da kazanım sandık.

Kavga, ne 1886′da başladı ne de “sekiz saat” içindi. Bu kavga ezen ve ezilen arasında her yerde, her zaman vardı ve de var olacak. Ta Dehak’lara isyan eden Kawa’yla, Marcus’a isyan eden Spartacus’lerle başladı. Bir naçiz insan mülksüz Ebu Zer, sırtında hırkasıyla hazinelerin Halifesi Osman’la tutuştu kavgaya, Adalet için! “Yârin yanağından gayrı, her yerde ve her zaman beraber olabilmek için.” diyen Bedrettin, padişah Mehmet’e karşı eşitlik için çıktı kavgaya. Serez Meydanı’ndan Paris sokaklarına, “Bayrağı ölüm taşıyacak. Al kanlara boyanmış kara bayrağı.” diyen Louise Michel özgürlük için burjuvaziye karşı kara bayrağıyla tutuştu kavgaya. Meksika köylüsü Zapata toprak ağası Madero’ya karşı verdi kavgasını. Ukrayna’da bir başka köylü de toprak ağalarına karşı başlayan kavgasını, sonrasında Çar’a, daha sonrasında da “halk için halka rağmen” diyenlere karşı sürdürdü. İspanya’da eşek üstünde gezenlerin örgütlediği halk ise diktatör Franco’ya karşı, yüzbinlerce Durruti doğurdu.

Bu ezeli kavga, dünyanın bir ucundan öbür ucuna halen sürmekte. Atina’da, Chiapas’ta, Oxaca’da, Amed’de, Gazze’de, Kahire’de, Tunus’ta, İstanbul’da. Ezenlerin iktidarı biliyoruz ki yıkılacak, yüreğinde yeni bir dünya taşıyanların kavgası sürdükçe ezilenler gerçekten kazanacak.

Kavgayı ödünç aldık, ödünç vereceğiz. Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Anarşizmde örgütleneceğiz.

Devrimci Anarşist Faaliyet

Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Tekel İşçisinin Direnişi Devam Ediyor..

Posted in Direnis, Duyurular, Haberler with tags , on 27/12/2009 by Karakök

*Ekmek, Adalet ve Özgürlük için Tekel İşçisinin Direnişi Devam Ediyor…*

Kapitalizmin tüm vahşiliğiyle ezilenlere saldırmaya devam ettiği odaklardan
biri olan Tekel işçilerine Ankara Anarşi İnisiyatifi olarak, Ankara’ ya
geldikleri günden bu yana verdikleri mücadelelerinde omuz vermeye devam
ediyoruz.

İşçilerin Abdi İpekçi Parkı’nda başlattıkları direniş, işgalleri ile parkı
güzelleştirdi. Soğuk hava, sıcak sohbetlere tanık oldu. Direnişin üçüncü
gününde kapitalizmin bekçilerinin azgınca saldırısına birlikte göğüs
gerdiğimiz işçiler sürekli olarak bekçilerin “Provokatörleri aranızdan
atın!” diyerek yalnızlaştırma çabasına gerekli cevabı alanda verdiler.

Direnişin beşinci günü Ahali Gazetesi’ni ziyarette bulunan emekçiler
gösterilen dayanışmanın gerekliliğini ve büyütme çabasını selamladılar.

Direnişin dokuzuncu gününde Yüksel Caddesi’nde okunan basın açıklaması ve
Türk İş’ in önüne yaptığımız dayanışma yürüyüşü ile desteğimizi sürdürdük.
Ekmek, Adalet ve Özgürlük mücadelesini selamlamak için yaptığımız
yürüyüşümüzü, alana vardığımız da Tekel İşçileri coşkuyla karşıladılar.
Tabandan gelen bu sesin ve mücadelenin işçilerin her türlü bürokratik
engelleri aşarak özyönetimine dönüşmesi umudunu kürsüde yaptığımız konuşma
da paylaştıktan sonra işçilerle beraber omuz omuza halaylara durduk.

Direniş ve dayanışma devam ediyor.

Kamuoyuna okunan bildiri aşağıdadır;

*İktidarlar, Patronlar Defolun Tekel, Tekel İşçisinindir*

İktidar her zamanki gibi iktidarlığının gereğini yapmış sömürü ve kanla
yazdığı politikalarının arasına bir yeni sayfa eklemiştir.

Aç olduklarını belirten çiftçilere karşı ” Sizin gözünüzü toprak doyurur”
,günlerdir direnişini sürdüren tekel işçisine “Tekel işçileri geldikleri
yere dönsünler” diye höykürmekten çekinmeyen, hak talebi gördüğü her yerde
sermayenin borazanlığı görevini hakkını vererek ifşa eden iktidarlar bu defa
da ellerini Tekel İşçilerinin boğazlarına dolamış durumda.

4-C ve alfabenin diğer harfleriyle, yaşamlarımızı gasp edenlere, kapitalist
köleliğe karşı tekel işçileri yaşamlarını ellerine almak için yürümektedir.
Ankara’ya geldiklerinden bu yana da birlikte yürümekteyiz. Tekel işçilerinin
bugün yaşadığı bu zulüm, ne sadece tekel işçilerine yöneliktir, ne de ilk ve
sondur. Devletler her zaman ve her yerde patronlarla işbirliği yaptılar ve
yapmaya devam edecekler. Kapitalizmin bekçileri yaşamlarımıza tüm
kudurukluğuyla saldırmaktadır. Abdi İpekçi parkında coplarıyla pervasızca
Tekel işçilerine olduğu gibi, itfaiye işçilerini, demiryolu işçilerini
mücadelelerin de işten atmalarla sindirmeye çalışmıştır.

Tekel işçilerinin tabandan gelen eylemliliği;  haklarını sadece eli kanlı,
ensesi yağlı, cebi şişkin bürokratlara ve kapitalistlere karşı değil, aynı
zamanda haklarını hükümetle kişisel çıkarlar bazında dört duvar arası masa
pazarlıklarına döken tüm ağalara ve kanı ve teri üzerinden nemalanan semiz
baronlara karşıdır.

Yaşadığımız bu günde haklarını isteyen Tekel İşçilerinin hak mücadelelerini
doğru çizgide okumak önemlidir. Bahsettiğimiz bu çizgide işçi
kardeşlerimizin aracısız, sermaye ve iktidar odaklarının dışında özyönetimi
hedefleyen eylemlilikleri ve kendi kararlarını almaları kaçınılmaz olarak
önümüz de durmaktadır.

Tekel işçileri bu mücadelelerin de yalnız değillerdir. Dünyanın krizi
kapitalizme karşı ezilen milyonların dayandığı nokta kaçınılmaz olarak
direnişin ve isyanın yükselmesi olacaktır. Gün bu direnişin ve mücadelenin
yükseltilmesi günüdür. Gün yaşamlarımızı gasp eden zalimlere karşı
yaşamlarımızı ellerimize alma gündür.

Ekmek, Adalet ve Özgürlük için;

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz.

Tekel işçisi Yalnız Değildir

Ankara Anarşi İnisiyatifi
anakaraanarsi@gmail.com

fotolar için:
http://www.ahaligazetesi.org/haber/ekmek-adalet-ve-ozgurluk-icin-tekel-iscisinin-direnisi-devam-ediyor/