Kesk için arşiv

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB emperyalizme karşı ortak eyleme çağırıyor

Posted in Haberler with tags , , on 07/01/2013 by Karakök

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB emperyalizme karşı ortak eyleme çağırıyor

 

 

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak bir açıklama yayımlayarak 20 Ocak Pazar gününü Antep başta olmak üzere tüm yurtta emperyalizmin taşeronluğuna karşı eylem günü ilan etti. Dört örgüt adına yapılan ortak açıklamada “yaşadığımız toprakları ABD emperyalizminin kirli üssü haline getirilmesine karşı” 20 Ocak’ta Antep’te bölge mitingi diğer illerde de yürüyüşler ve basın açıklamaları yapılacağı duyuruldu.

 

Açıklamanın tam metni şöyle: 

AKP politikaları Ortadoğu halklarını kuşatan kanlı savaşta bölgesel bir güç olma hevesiyle ülkemizi her geçen gün yaşanan kanlı tarihin karanlık bir tarafı haline getirmektedir.

Ortadoğu’daki emperyalist kuşatma, Irak, Afganistan ve Libya’nın ardından bu kez Suriye üzerinden sürdürülmekte, emperyalizmin yeni müdahale yöntemleri ile ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme projesi devam etmektedir. Halkların tarihlerinin, geleceklerinin ve bir arada yaşam umutlarının giderek yok edildiği bu süreçte, ABD bölgeye yönelik müdahalelerini artık doğrudan askeri müdahaleye dayanan yöntemlerle değil, örtülü müdahalelerle yerel işbirlikçiler eliyle sürdürmektedir. İç savaş güçleri üzerinden oluşturulan zeminde, etnik ve dini farklılıklar körüklenerek halklar birbirine düşman edilmekte, işbirlikçi yönetim oluşturulması hedeflenmektedir. AKP ise paramiliter güçler üzerinden Suriyeli Kürtler, Araplar ve Alevileri karşı karşıya getirerek bu kesimlerin Suriye’nin geleceği üzerindeki taleplerini boğup taşeronluk rolünü hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktadır.

Emperyalizmin tarihi, yok oluşlarla, kanlı savaşlarla, artan sömürü ve gözyaşlarıyla doludur. Toplumsal belleğimizin bize sundukları başta olmak üzere emperyalizmin tarihinde her atılan adım bunu kanıtlamıştır. Şimdi bu tarih, Suriye’nin kaderinin Suriye halklarının elinden alınmaya çalışıldığı, demokratikleşme adı altında gerici güçlerin farklı etnik ve mezheplere yönelik tehditlerinin arttığı, Suriye’nin geleceğinin iç savaşla karartıldığı bir süreçle devam ettirilmek istenmektedir. Ve ne yazık ki ülkemiz, baştaki siyasi iktidarlar eli ile bu kanlı tarihin her geçen gün daha fazla tarafı haline gelmekte, emperyalist müdahalenin maşasına dönüşmektedir.    Okumaya devam et

KESK, yeni döneme hazır

Posted in Haberler with tags , on 20/01/2011 by Karakök

ANKARA – KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, kadın genel başkanlığın konfederasyonun yıllardır vermiş olduğu mücadele ve birikimlerin bir sonucu olduğunu söyleyerek, görevini kolektif bir demokratik paylaşım içerisinde yerine getireceğini belirtti. Genel Sekreter Kasım Birtek ise, KESK’in ‘taciz’ tartışmalarını çözdüğünü ve artık önümüzdeki sürece kilitlendiğini söyleyerek, tüm kesimlere Türkiye’nin temel sorunlarına yönelik birlikte direniş çağrısında bulundu.

Bir süredir yaşanan tartışmalar nedeniyle sıkıntılı dönemler geçiren KESK, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği olağanüstü genel kurulda sorunlarını tartışarak, yeni yönetimini belirledi. KESK’in olağanüstü genel kurulunda kamu emekçilerinin örgütleri açısından bir ilk de yaşandı. Hem KESK, hem de Türkiye’deki kamu emekçilerinin örgütlendikleri konfederasyonların tarihinde ilk kez bir kadın genel başkanlığa seçildi. Bunun yanında MYK’nin yedi asıl üyesinin 3’ü ve 7 yedek üyenin ise 4’ü yine kadınlardan oluştu.

Çocukluk yaşlarda anketörlük, tezgahtarlık, tarım işçiliği, boya-badana işleri gibi işler yaparak çalışma yaşamına atılan, 1988 yılında memur olan ve 1992’de Tüm Maliye-Sen’de şube yöneticisi olarak görev yapan, ardından da dört dönem BES Genel Sekreterliği yapan KESK’in ilk kadın genel başkanı Döndü Taka Çınar, ANF’nin sorularını yanıtladı.

KADIN GENEL BAŞKAN, BİRİKİMİN BİR SONUCU

* İlk kez bir memur konfederasyonuna kadın genel başkan seçildi. Yine MYK’nızın asıl ve yedek üyelerinin de yüzde ellisini kadınlar oluşturuyor. Bu bilinçli bir tercih miydi? KESK, bu sürece nasıl geldi ve siz bu yapıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Konfederasyonumuza bağlı üç tane sendikanın genel başkanı kadındır. Bu sonucu, aslında kamu emekçilerinin uzun süredir sürdürdüğü kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesi; cins ayrımcılığı uygulamalarına son verilmesine yönelik yaptığı çalışmalar ve son dönemde yaşanan kimi tartışmaların da geldiği nokta olarak değerlendirebiliriz. Konfederasyonumuzun cins ayrımcılığına karşı 20 yıldan bu yana bütünlüklü sürdürmüş olduğu mücadelenin toplamı üzerinden bir sonuç olarak değerlendirmek gerekir. Bu kişisel bir tercih olmaktan öte, genel olarak örgütlü mücadelenin ortaya çıkardığı birikim ve sorumluluğun bir sonucudur. Aslında Türkiye’deki hem kadın emekçilerin sürdürmüş olduğu mücadelenin, hem de genel anlamda emekçi sınıfların sürdürdüğü sınıf mücadelesinin birikimi ve toplamı üzerinden bu görev ve sorumlulukta bulunuyoruz. Diğer kadın arkadaşlarımın tercihlerine gelince, onların da aslında aynı durumda olduklarını, benzer bir yaşam ve mücadele süreçleri olduğunu biliyorum. Dolayısıyla her üçümüz ve yedek listede yer alan dört kadın arkadaşımız kamu emekçileri içinde ve genel olarak Türkiye’deki sınıf hareketi içerisinde kadın emekçilerinin biriktirdiklerinin toplamı olarak yansımasıdır.

* Peki bir konfederasyonun genel başkanı olmanın size yansıması nedir?

– Son derce onur verici bir durum. Kişisel olarak yaşadığım duyguyu böyle ifade edebilirim öncelikle. Ama bir o kadar da büyük ve ağır bir sorumluluk. Çünkü KESK, Türkiye emek mücadelesi ile demokrasi ve barış mücadelesi açısından da çok önemli bir yeri olan konfederasyon. Bu görevin, sorumluluğun şahsıma verilmiş olması da ayrı bir coşku yaratmakla birlikte, heyecana, telaşa kapılmadan sağlıklı, sağlam kolektif bir demokratik paylaşım içerisinde bir yönetim anlayışıyla arkadaşlarımızla eş güdüm içerisinde çalışma anlayışıyla böyle bir sorumluluğu görevi yerine getireceğiz.

Çok açıkça şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye’de alışılagelmiş bürokratik kasttan, ağır bürokratik yapılanmaya sahip olan sendikal tarzdan ve yaşamdan kendimizi arındırarak, açık şeffaf bir yönetme ilişkisi içerisinde olacağız. Bu bakımdan da sendikal harekette sürmekte olan yenilenme, yeniden sendikaların gerçek rolüne dönüştürülmesi, sendikal yapılardaki değişim dönüşüm tartışmalarına da pratik olarak örnek olmaya çalışacağız. Böyle bir iddiamız da var.

KAMU-SEN ÜYESİNİN SEVİNCİ

* Kimlerden ne tür tebrik mesajları aldınız?

– Çok değişik tebrik mesajları alıyorum. Mesela bir Türkiye Kamu-Sen üyesi direkt cep telefonumdan beni aradı, Balıkesir’den. Memnun olduğunu, sendikasını değiştireceğini ve KESK’e üye olacağını söyledi. İşyerinden kadın temsilciler arıyorlar. Sürekli iş halinde toplantılar, örgütlenme çalışmaları içerisinde olduğumuz için daha çok işyerlerinden arıyorlar. Belki en geç öğrenenler kardeşlerim oldu. Hükümetin ilgili kanadından henüz bir değerlendirme de arayan da olmadı. Basından çok gazeteci arıyor mülakat yapmak için. Bizzat arayan siyasi parti genel başkanı EMEK Partisi Genel Başkanı oldu. Yine çeşitli sivil toplum örgütleri ziyaretlerde bulunuyorlar. Bazı siyasi partilerimiz, sendikalar ve sivil toplum örgütleri de yazılı olarak mesajlarını iletiyorlar.

* KESK’in kadın mücadelesine verdiği önemi biliyoruz. Ancak kadın genel başkan olunca bu daha bir yoğunluk kazanacak mı?

– Bu kendi doğallığında olacaktır. Biz zaten kadın çalışmalarımızı kurumsal düzeyde sürdürüyoruz. Ben şahsen kadın çalışmasına zaman ayıran, onunla uğraşan, kadın sorunlarına kafa yoran bir kişiyim. Dolayısıyla bu çalışmaya daha bir özel önem vereceğiz. Kendi doğallığında gelişecek. Çünkü kadınlar açısından bu durum, bu pozisyon, bu görüntü teşvik edici bir görüntü. Kendisi için örnek ve cesaret veren bir durum.

ÇALIŞAN KADININ EN ÖNEMLİ SORUNU

* Size göre çalışma yaşamında kadınların en ağır sorunu nedir?

– Çocuk bakımı sorunudur. Çocuğunu sağlıklı yetiştirememesi, emzirememesi sorunudur. Bir başka konu tabi ki genel anlamda değişen istihdam koşullarında çalışma yaşamının devam edip etmeyeceği sorunudur, yani iş güvencesidir.

1993’ten itibaren sendikal yapılar içerisinde yer alan, üç dönem Eğitim Sen Hatay Şubesi Başkanlığı yapan ve Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi üyesi olan KESK’in yeni Genel Sekreteri Kasım Birtek ile de KESK’in içinden geçtiği zorlu dönemi ve önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasını konuştuk.

TACİZ KONUSU ÇÖZÜLMÜŞTÜR

* KESK olağanüstü kongreye tartışmalı bir süreçten geçerek gitti. Bu süreç genel kurula nasıl yansıdı, KESK genel kuruldan nasıl çıktı?

– KASIM BİRTEK: KESK güçlü, kendi içerisinde mekanizmalarını her zaman çalıştırmış olan bir örgüttür. Dolayısıyla kongresini de bu şekilde gerçekleştirdi. İlgili kurulları da bu konuyla ilgili gerekli çalışmalarını sürdürdüler. Bizim açımızdan KESK genel kurulunda bu sorun (taciz iddiaları) bitti. KESK önünde şimdi belli bir süreç var. KESK önümüzdeki sürece bakıyor artık. Artık bu tür sorunlarla uğraşma gibi bir niyeti de yok. Zaten sorun çözülmüştür. Dolayısıyla KESK önümüzdeki dönem demokratikleşme, emekçilerin hakları açısından ivedilikle ortaya çıkan sorunlarla uğraşmaya çalışacak. KESK’in bu sorunların üstesinden gelebileceğini belirtebilirim.

EMEĞİN HAKKI DİĞER HAKLARLA BİRLEŞMELİ

* Bu süreçteki tartışmalar nedeniyle KESK gündemdeki konularla yeterince ilgilenemedi. aktifliğini devam ettiremedi. Önümüzdeki dönem KESK bu aktifliğini tekrar nasıl kazanacak, neler yapmayı düşünüyorsunuz?

– Doğal olarak KESK belli bir süreç yaşadı. MYK olarak bir dizi toplantı gerçekleştirdik. Bazı kararlara ulaştık. Bu toplantılar doğrultusunda ayın 25’inde torba yasaya karşı bütün illerde merkezi işyerlerinden AKP il binalarına doğru yürüyüşlerimiz olacak. Bugün yapacağımız Danışma Meclisi’nde yeni bir program çıkaracağız. Bu sorunlar sadece bizi ilgilendiren sorunlar değil. Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiriyor. Bu nedenle toplumun diğer kesimleriyle de bir dizi görüme yapma kararı aldık. Bu doğrultuda ayın 21’inde DİSK Genel Merkezi’ni ziyaret ederek görüşme yapacağız. Onu takiben Türk-İş, TTB ve diğer kurumlarla görüşmelerimiz devam edecek. Bu görüşmeler siyasi partilere kadar uzanacak. Böyle birleşik bütüncül bir eylem programı çıkarmaya çalışırken, diğer taraftan da öznelimize ilişkin eylemlerimizi de örgütlüyoruz. Tabi Türkiye’de sadece bu torba yasa gibi saldırı yasaları ile uğraşmak doğru değil. Emeğin hakkı diğer haklarla birleştiği oranda ancak hak olabilir.

‘SADECE MİDENİZLE İLGİLİ KONUŞAMAZSINIZ’

* Tamda bu noktada bir sorum olacak. KESK sürekli Kürt sorunuyla ilgilendiği ve emek mücadelesini ikinci planda tuttuğu gerekçesiyle eleştirildi. Öncelikle siz bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Birleşik mücadele derken, bu mücadelenin sadece tek kolu üzerinden yürümeyecek. Örneğin sadece torba yasa üzerinden yürümeyecek. Diğer konuları da, kolları birleştirerek hareket etmeyi düşünüyoruz. Kürt sorunu denilince eleştirilere maruz kaldığımızı söylüyorsunuz, KESK hak neyse onu yerine getirme çabası içindedir. Ülkemizde çok haksız bir şekilde binlerce insan öldürülüyorsa siz sadece kalkıp midenizle ilgili konuşamazsınız. Eğer ensenizde silahın soğuk namlusunu hissediyorsanız bu konuyla ilgili de aktif bir biçimde çalışmanız gerekiyor. KESK de bunu yapıyordu, bundan sonra daha da ivmeyi yükseltecek. Herkes bunu böyle bilsin. Kürt sorunu, Alevi sorunu, inanç konularında KESK duyarlıdır. Bu duyarlılığını da sürdürecek.

KÜRT SORUNUNA SESSİZ KALAMAYIZ

* KESK önümüzdeki dönemde Kürt sorununu nasıl gündemine alacak, demokrasi ve emek mücadelesini nasıl birleştirecek, yürütecek?

– Yaşanan son süreçle bağlantılı olarak KESK bu alanda duyarlılığını daha çok yükseltmek zorundadır. Bu noktada biraz AKP’yi değerlendirmek gerekiyor; Şimdiye kadarki inkarcı politikaların devamı şeklinde bir politika sürdürüyor. ‘Daha önce yoktunuz şimdi varsınız ama dilinizle konuşamazsınız’ diyor. Buna KCK davasını örnek gösterebilirim. AKP hükümeti TRT Şeş’i açmakla sanırım şu mesajı vermek istedi ‘tamam sizin diliniz var ama biz konuşuruz, siz konuşamazsınız.’ Mahkemede de ‘konuşamazsınızı’ ispatladı. Dolayısıyla böyle bir durumda bu coğrafyanın kadim halklarından olan bir halkın inkarı söz konusu olduğu noktada KESK’in sessiz kalması mümkün değil. Ben KCK davasını da izledim hakikaten bir komedi. Hakimin, mahkemenin tavrı protesto edilecek bir tavırdır. Kürtçe konuşulmaya başlandığında mikrofonu kapatıyor. Bu Kürtlere hakarettir, onuruyla oynamaktır. Dolayısıyla KESK bir emek örgütü olarak özellikle de ezilmişlerin hakkını savunma noktasında sessiz kalamaz.

DEMOKRASİ VE ANAYASA MİTİNGİ

* Kendisini daha yakıcı bir şekilde hissettiren Kürt sorunu konusunda da bir program oluşturacak mısınız?

– Arkadaşlarımızla toplantılarımızda değerlendiriyoruz, bir takım kararlar da alma noktasında çalışmalarımız var. KESK’in bu konuda hiçbir şekilde geri durma gibi bir niyeti yok. Bu konularda programlar da çıkarılacak. Örneğin Türkiye’nin gündeminde yeni bir anayasa var bu konu çok yakıcı bir biçimde emekçileri de emekçilerden daha çok da Kürtleri ilgilendiren bir konu. Bu noktada şimdiye kadar ki tavrımızı sürdüreceğiz. Hatta üst boyutta bir aktiflik içerisinde olacağız. Emek mücadelesiyle demokrasi mücadelesini, Kürt sorununu birbirinden kopardığınız sürece başarılı olma şansınız yoktur. Özellikle bu dönem bizim için önemli. Özünde tüm demokrasi güçlerinin katılabileceği eylem ve etkinlikleri hedefliyoruz. Bu sadece torba yasayla ilgili de değil, ileride bir demokrasi ve anayasa mitingi düşünülebilir mi bunu çeşitli çevrelerle değerlendirip aramızda konuşacağız. Direniş hattı tüm toplumsal kesimlerin katıldığı bir hatla mümkündür. KESK aktif, direngen bir örgüttür, herkesi de bu çerçevede birlikte direnmeye çağırıyorum.

KESK DERLİ TOPLUDUR

* Altı ay sonra olağan genel kurulunuz var. ‘KESK bu olağan genel kurula kadar toparlanma süreci yaşayacak’ yorumları yapılıyor. Bu anlamda nasıl bir süreç sizi bekliyor, yani KESK’i gerçekten toparlamak, dinamiğini yeniden kazandırmak için neler yapacaksınız?

– KESK aslında çok dar bir zaman da olsa bir durgunluk içine girdi, çeşitli sorunlardan dolayı. Ama göreve başladığımız andan itibaren toparlanma işlemlerimiz gelişti. Şuanda KESK tüm örgütleriyle birlikte yine eski yapısındadır. Bu doğrultuda çalışmalarını sürdürecektir. KESK’te herhangi bir toparlanma ya da yeniden toparlanma diye bir süreç yok. KESK, zaten derli topludur.

ANF NEWS AGENCY

“DİSK, TÜRK-İŞ, KESK, KAMU-SEN Genel Sekreterleri ORTAK AÇIKLAMASI…

Posted in Direnis, Duyurular with tags , , , on 19/02/2010 by Karakök

15 Şubat 2010 tarihinde bir araya gelen TÜRK İŞ – DİSK – KAMUSEN – KESK
Genel Sekreterler toplantısında alınan kararların İstanbul bölgesinde hayata
geçirilmesi konusunda, 16 Şubat 2010 Salı günü DİSK Genel Merkezi’nde bir
araya gelen kurum temsilcilerinin almış olduğu kararlar aşağıdadır;

1- ÇALIŞMALARIN KİTLESELLEŞTİRİLMESİ KONUSUNDA;

*17 Şubat 2010 Çarşamba günü;*

11.00                TMMOB – TTB – TÜRMOB – ECZA – DİŞ – (meslek odaları)

14.00                SİYASAL PARTİLER (İstanbul il başkanları)

DİSK Genel Merkezi’nde toplanacaktır.

2- 17 Şubat 2010 tarihinden başlamak üzere, işyerlerinde, yaşam içinde,
Tekel işçilerinin direniş sembolü olan siyah kurdelelerin yakalarda
taşınmasına, sendika binalarına, araçlara siyah pankartlar asılacaktır.

3- 17 Şubat tarihinden başlamak üzere işyerlerinde, semtlerde, işçi
mahallerinde Tekel işçileri ile dayanışma etkinlikleri düzenlenecektir.

4- 19 Şubat 2010 tarihinde İstanbul’da, Kadıköy ve Beşiktaş’ta kitlesel
basın açıklamaları yapılacaktır.

*Kadıköy;*

11.30                Söğütlüçeşme Metrobüs durağı

*Beşiktaş;*

14.30                Beşiktaş İskelesi”

Yarın IMF/DB’ye karşı DİSK, KESK, TMMOB ve TTB eylemi

Posted in Direnis, Duyurular with tags , , on 09/09/2009 by Karakök

İSTANBUL (08.09.2009)- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyelerinin, IMF toplantısına
karşı ilk eylemi 9 Eylül’de. 9 Eylül’de, IMF Uluslararası İlişkiler
Departmanı, Hilton Otel’de ‘gayrı resmi’ toplantı yapacak. Sendikalar ve
meslek örgütleri, otel önünde olacak.

 Direnistanbul çarşamba  12:00’de gerçekleşecek bu
eyleme katılma kararı aldı.

IMF Uluslararası İlişkiler Departmanı, 9 Eylül’de, ‘sivil toplum
kuruluşlarının’ genel sekreterleriyle İstanbul Hilton Otel’de toplanacak.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri, ‘gayrı resmi’ buluşmayı, toplantının
gerçekleşeceği Hilton Otel önünde protesto edecek. İstanbul’da 6-7 Ekim’de
yapılacak IMF ve Dünya Bankası bu yılki guvernörler toplantısı için ortak
hareket etme kararı alan sendika ve meslek örgütleri, 9 Eylül günü saat
12.00’da Hiltoh oteli önünde olacak.
Atılım

Devlet terörüne yanıt sokakta

Posted in Direnis, Duyurular with tags , on 01/06/2009 by Karakök
Devlet terörüne yanıt sokakta
İSTANBUL/ İZMİR/ ADANA/ AMED/ ANTALYA/ BOLU (30.05.2009)- KESK’e yönelik devlet terörüne tepkiler dinmiyor. İşçi ve emekçiler, ilericiler, demokratik kitle örgütleri, gözaltı saldırısına sokakta yanıt veriyor, “Baskılar bizi yıldıramaz” diye haykırıyor.

Faşizme karşı omuz omuza

İstanbul‘da aralarında KESK’e bağlı sendikalar, ESP, Tekstil-Sen, SGD, DTP, TKP, İşçi Gazatesi, EHP ve kadın örgütleri dün akşam Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Taksim Gezi Parkına yürümek isteyen yaklaşık 500 kişi polis barikatıyla engellendi. Kurumlar, KESK’e yönelik baskınları protesto etti.

İstiklal Caddesi’ni ikiye bölen çevik kuvvet polisleri ve Toma’larla eylemciler bir yana, halkın geçişi dahi engellendi. Polis yürümekte kararlı kitleyi harekete geçtikleri anda saldırmakla tehdit etti. Sendika ve demokratik kitle örgütleri, gözaltıların serbest bırakılması için eylem yerini terk etmeyeceklerini açıkladı. Saatlerce süren eylem boyunca “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Devlet elini sendikamdan çek”, “KESK’i değil, silahları sustur”, “Devlet güdümlü sendika olmayacağız”, “Sokakta kurduk sokakta savunacağız” sloganları atıldı.

Kitle bir süre sonra oturma eylemi yaparak sloganlarla eylemlerini sürdürdü. Eylem KESK Şubeler Platformu adına yapılan konuşmanın ardından sona erdi. “KESK tarihinde kara bir sayfa daha açılmıştır” denilen konuşmada, yaşananların faşizan eğilimin göstergesi olduğu ifade edildi.

Saldırılar karşısında hazırlanan takvim ile eylemlerin devam edeceği ifade edildi.

Amed’de oturma eylemi

Diyarbakır KESK Şubeler Platformu dün akşam saatlerinde oturma eylemi yaptı. Emekçi memurlar, Eğitim-Sen Şube binası önünde toplandı. Polis, yürüyüşü engellemeye çalıştı, emekçilerin kararlı tutumuyla geri adım attı. 500 emekçi, sloganlarla Ofis AZC Plaza önüne yürüdü, burada oturma eylemi yaptı. Eyleme DTP Milletvekilleri Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat Ata ile ESP, DTP’nin olduğu demokratik kitle örgütleri destek verdi.

Eğitim-Sen Şube Başkanı Abdullah Karahan yaptığı açıklamada, konfederasyonalrına yönelik saldırıyı protesto etti. DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak ise son 1 ay içerisinde binlerce kişi gözaltına alınıp onlarca kişi tutuklandığını hatırlattı. Kışanak, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.

Emekçiler “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bijî biratiya gelan”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganlarını attı.

İzmir’de kitlesel yürüyüş

Emekçi memurların İzmir‘deki adresi Gündoğdu Meydanı idi. Aralarında, ESP, SDP, ÖDP, Halkevleri, DHP üyelerinin olduğu bin 500 kişi Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplandı. Yüzlerce kişi, “Direne direne kazanacağız” diye haykırdı, “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?” diye sordu. Emekçi memular, yürüyüş sırasından Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde zaman zaman oturdu.

Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Dombak, yaptığı açıklamada, “Arkadaşlarımızın adliyeye çıkartılması bekleniyor. Yarın da adliyenin önünde olacağız” dedi.

KESK MYK üyesi Akman Şimşek ise, “Bu faşizan tutum amacına ulaşamayacaktır” dedi. Akman, “KESK üyelerine yönelik bu operasyon neden yapılmıştır” diye sordu, “20 yıldır pek çok hükümet değişmiştir, ancak KESK’in bu mücadele çizgisi değişmemiştir. KESK, ırkçı, milliyetçi yaklaşımları reddetmiştir. Halkların kardeşliğini öne çıkarmıştır” dedi.

Gözaltılar serbest bırakılsın

Adana‘da aralarında ESP, DTP, Halk Cephesi, Halkevleri ve İHD üyeleri Eğitim-Sen şube temsilciliği önünde kortej oluşturdu, İnönü Parkı’na yürüdü.

Eğitim-Sen Şube Başkanı Güven Boğa, yaptığı açıklamada, “Kesk ve Eğitim-Sen bu baskılarla, yıldırma operasyonlarıyla mücadele çizgisinden geri duracak bir sendika değildir” diye konuştu. Adana’da ikinci eylemi ise hukukçular yaptı. Düşünceye Özgürlük İçin Hukukçular İnisiyatifi üyeleri, Adliye önünde bir araya gedi. ESP’nin de destek verdiği açıklamada avukatlar, gözaltı ve tutuklamaları protesto etti. Avukatlar, İHD avukatı Filiz Kalaycı’nın tutuklanmasını kınadı.

Şimdi KESK’li olma zamanı

Bolu‘da Sosyalist Gençlik Derneği, Emekli-Sen, EHP Gençliği, Emek Gençliği, YDG ve DPG Bankalar Meydanı’nda toplandı. Yapılan açıklamada, “’KESK’e yapılan operasyon tüm muhalif güçlere yapılmıştır. AKP kendisi gibi düşünmeyen herkese düşmandır ve düşmanlık artarak devam ediyor. Şimdi KESK’li olma zamanı” denildi.

Antalya, Dersim ve Malatya’da da tepkiler

Antalya‘da KESK üyeleri Kışlahan Oteli önünde bir araya geldi, oturma eylemi yaptı. Emekçi memurlara, aralarında ESP, DHF, Halk Cephesi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, ÖDP üyleruini olduğu demokratik kurmlar destek verdi.

150 kişi sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz “, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını attı, oturma eylemi yaptı.

Operasyonlara bir tepki de Malatya‘dan geldi. KESK üyeleri, Eğitim-Sen şube binası önünde toplandı, Merkez Postane’ye yürüdü. Yürüyüşe, aralarıhda ESP, Halk Cephesi ve DTP’nin olduğu kurumlar da destek verdi. 70 kişinin katıldığı basın açıklamasının ardından oturma eylemi gerçekleştirdi.

Dersim‘de KESK üyeleri basın toplantısı yaptı. KESK Dönem Sözcüsü Metin Turan, yaptığı açıklamlada, baskınları yayan jandarmayı hedef aldı, “İzmir’de, Jandarmanın kendi yetkisini aşacak bir şekilde İzmir 10. ağır ceza mahkemesinde karar çıkartarak il sınırlarını açan hukuk dışı operasyon gerçekleştirilmesi resmi yazışmaları el konulması ve arama sırasında savcı bulunmaması hukuksuzluğun açık göstergesidir” dedi.

Kaynak: Atılım